Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Dünya Sulak Alanlar Günü ve Sulak Alanların Önemi

    Dünya Sulak Alanlar Günü, su ekosistemlerinin korunması ve öneminin vurgulanması için bir fırsattır. Bu içerikte, sulak alanların ekolojik değeri, biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkisi ve korunmalarının gerekliliği ele alınmaktadır.

    Dünya Sulak Alanlar Günü, su ekosistemlerinin korunması ve öneminin vurgulanması

    Dünya Sulak Alanlar Günü ve Önemi

    Dünya Sulak Alanlar Günü ve Önemi

    2 Şubat “Dünya Sulak Alanlar Günü” dolayısıyla bir açıklama yapan Yumaklı, sulak alanların, yağmur ormanlarından sonra, biyolojik çeşitliliğin korunması ve ekolojik dengenin sağlanmasında kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Bu alanların sadece ekosistem açısından değil, aynı zamanda yerel ve ulusal ekonomilere de katkı sağladığını belirtti.

    Yumaklı, sulak alanların çeşitli işlevlerini şu şekilde sıraladı:

    • İçme suyu sağlama
    • Taşkın kontrolü
    • Yer altı sularının beslenmesi
    • Sediman ve besin depolama
    • İklim değişikliğinin kontrolü
    • Doğal arıtma
    • Tarım ve hayvancılık
    • Balıkçılık
    • Saz kesimi
    • Turizm ve kültürel kullanım
    • Rekreasyonel alan olarak kullanım

    Ayrıca, sulak alanların korunması ve geliştirilmesi konusunun, tüm bireyler için önemli bir sorumluluk olduğunu dile getiren Yumaklı, Türkiye’nin 1994 yılında Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi’ne (Ramsar Sözleşmesi) taraf olduğunu hatırlattı. Bu süreçte Türkiye, toplam 184 bin 487 hektar büyüklüğündeki 14 sulak alanı Ramsar alanı olarak listeye almıştır.

    Bakanlığının Yürüttüğü Çalışmalar

    Yumaklı, Bakanlığının yürüttüğü çalışmalara dikkat çekerek, 2002 yılında yapılan mevzuat revizyonu çerçevesinde, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 9. maddesi (e) bendiyle sulak alanların doldurulması ve kurutulmasının yasaklandığını belirtti. Aynı yıl yürürlüğe giren Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ile bu alanlarla ilgili koruma ve kullanım ilkeleri, koruma bölgelerinin tespiti, uygulama esasları, Ramsar alanlarının ilan süreci ve Ulusal Sulak Alan Komisyonu’nun görev ve çalışma usulleri belirlenmiştir. Bu yönetmelik ile oluşturulan Ulusal Sulak Alan Komisyonu, sulak alanlar ve tabiatı koruma konularında ilgili kurumların bir araya geldiği ilk komisyon olma özelliğini taşımaktadır.

    Bugüne kadar, 59’u ‘ulusal önemi haiz sulak alan’ ve 58’i ‘mahalli önemi haiz sulak alan’ olmak üzere toplam 131 alan, 1 milyon 186 bin 466 hektar büyüklüğünde sulak alan olarak ilan edilerek korunma altına alınmıştır.

    Ulusal Sulak Alan Yönetim Bilgi Sistemi

    Türkiye’nin ulusal sulak alan envanterinin oluşturulmasına yönelik çalışmalarda sona yaklaşıldığını belirten Yumaklı, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından kurulan Ulusal Sulak Alan Yönetim Bilgi Sistemi ile tüm sulak alanların kayıt altına alındığını ifade etti. “Bu sistemle birlikte toplam büyüklüğü 1,6 milyon hektar olan 6 bin 766 sulak alanı sisteme kaydettik. SAYBİS adını verdiğimiz sistem, Türkiye’deki tüm sulak alanların bilgilerini tek bir platformda toplayarak halkımıza sunmaktadır,” dedi. Yumaklı, SAYBİS’in yalnızca envanter bilgilerini içermediğini, aynı zamanda sulak alanlara ilişkin izinlerin yürütüldüğü bir sistem olduğunu ve başvuruların e-Devlet üzerinden kolaylıkla yapılabileceğini belirtti.

    Ramsar Sözleşmesi çerçevesinde “Sulak Alan Yönetim Planları”nın 1999 yılından itibaren hazırlandığını vurgulayan Yumaklı, bu planların sulak alanların koruma ve kullanım ilkelerini belirleyen önemli belgeler olduğunu ifade etti. 26 yıl içerisinde toplam 76 sulak alan için yönetim planı hazırlanarak uygulamaya konulmuştur.

    Sulak Alanların Rehabilitasyon Çalışmaları

    Bozulan sulak alanların rehabilitasyonuna yönelik faaliyetlere de dikkat çeken Yumaklı, Kayseri Sultansazlığı, Antalya Avlan Gölü, Konya Ereğli Sazlığı ve Afyonkarahisar Karakuyu Sazlıkları gibi alanlarda rehabilitasyon çalışmalarının gerçekleştirildiğini belirtti. 2024 yılında Düzce Efteni Gölü’nde rehabilitasyon çalışmalarına başlanacağını ve bu çalışmaların yıl sonuna kadar tamamlanmasının planlandığını duyurdu. Efteni Gölü’nün rehabilitasyonunun ardından, alanın büyüklüğünün 180 hektardan yaklaşık 360 hektara çıkması hedeflenmektedir.

    Ekoturizmi desteklemek, araştırmacılara açık hava laboratuvarları sağlamak ve yöre ekonomisini canlandırmak amacıyla sulak alanlarda ziyaretçi merkezleri inşa edildiğini dile getiren Yumaklı, 2002 yılından bu yana 55 sulak alanda yapılan tesislerle bu alanların halkın faydalanabileceği ekoturizm merkezleri haline geldiğini ifade etti.

    Kamu Bilincinin Artırılması

    Yumaklı, sulak alanların korunması ve akılcı kullanımı konusundaki bilinçlenmenin artırılması amacıyla, Ramsar Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı 2 Şubat’ın “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlandığını hatırlattı. Her yıl sulak alanların bir işlevinin tema olarak kullanıldığı etkinlikler düzenlendiğini belirten Yumaklı, 2025’in Dünya Sulak Alanlar Günü temasının ‘Ortak Geleceğimiz İçin Sulak Alanları Korumak’ ve sloganının ise ‘Değer Ver, Koru, Teşvik Et’ olarak belirlendiğini ifade etti. Bakanlık olarak sadece sulak alanları değil, ormanlar, akarsular gibi ülkenin diğer doğal zenginliklerini de korumak ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak amacıyla çalışmalarına devam edeceğini belirtti. Yumaklı, sulak alanların korunması ve geleceğe taşınması konusunda her kesimden vatandaşın gerekli duyarlılığı göstermesi çağrısında bulundu.

    KAYNAK: AA