Hava Kirliliği ve Nedenleri
Nüfus yoğunluğu, çarpık kentleşme, fosil yakıtların artan kullanımı, endüstriyel tesislerin etkisi, trafik yoğunluğu ve orman yangınları gibi çeşitli etkenler, hava kirliliğinde önemli artışlara neden olmaktadır. İsviçre merkezli hava kalitesi teknoloji şirketi IQ Air’in hazırladığı yıllık rapora göre, 2023 yılında Bangladeş, metreküp başına 79,9 mikrogram PM2,5 (ince partikül madde) konsantrasyonu ile dünyanın en kirli ülkesi olmuştur. Bu ülkeyi sırasıyla Pakistan (73,7 mikrogram), Hindistan (54,4 mikrogram), Tacikistan (49 mikrogram) ve Burkina Faso (46,6 mikrogram) takip etmektedir. Türkiye ise bu listede 44. sırada, metreküp başına 20,3 mikrogram PM2,5 konsantrasyonu ile yer almaktadır.
Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yayımlanan 2024 Kara Raporu’na göre, dünya genelinde her yıl 4 milyondan fazla kişi, PM2,5 kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de ise nüfusun en az yüzde 92’sinin kirli hava soluduğu belirtilirken, ortalama bir kişinin yıllık bazda metreküp başına 26 mikrogram PM2,5 kirliliğine maruz kaldığı ve bu değerin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kılavuz değerinin 5 katı olduğu ifade edilmektedir. Örneğin, İstanbul’da 2021 yılında yıllık PM2,5 ortalaması metreküp başına 23,56 mikrogram iken, bu değer 2022’de 23,76 mikrograma yükselmiştir. İstanbulluların 2022 yılı boyunca ortalama metreküp başına 38,41 mikrogram PM10 kirliliğine maruz kaldığı ve PM2,5’in ise yeterince ölçülmediği tespit edilmiştir.
Ulaşımın Hava Kirliliğine Etkisi
TRAFFİK KAYNAKLI KİRLİLİK ÖNE ÇIKIYOR
Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı (UHKİA) verilerinin değerlendirildiği raporda, 2022 yılı için PM10 parametresi açısından yeterli veri alınabilen istasyonlar arasında en yüksek kirliliğe sahip üç istasyon Sultangazi-3, Esenyurt ve Mecidiyeköy olarak belirlenmiştir. Esenyurt ve Mecidiyeköy’de kirliliğin ana kaynağı trafik, Sultangazi’de ise ilçe sınırları içindeki taş ocakları olarak tespit edilmiştir. 2023 yılı itibarıyla PM10 düzeyi, yıllık ortalamada metreküp başına 39,77 mikrograma ulaşarak DSÖ’nün kılavuz değerinin 2,65 katına çıkmıştır. Yeterli veri alınabilen istasyonlar arasında en yüksek PM10 kirliliği Göztepe, Kağıthane ve Tuzla’da gözlemlenmiştir. Göztepe istasyonu, kentsel-trafik istasyonu olarak sınıflandırılırken, Kağıthane ve Tuzla istasyonları kentsel arka plan istasyonu olarak değerlendirilmiştir. Göztepe’de trafiğin yoğun olduğu alanlarda PM10 seviyelerine yüksek oranda maruz kalınırken, Kağıthane ve Tuzla’da daha geniş bir alanda daha fazla sayıda kişi bu kirliliğe maruz kalmaktadır.
Hava Kalitesine Etki Eden Meteorolojik Şartlar
METEOROLOJİK ŞARTLARIN HAVA KALİTESİNE ETKİSİ
İstanbul’daki hava kirliliğinin nedenlerine dair açıklamalarda bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Kuzu, hava kirliliğinin sabit ve hareketli emisyon kaynakları olmak üzere iki ana kaynağı bulunduğunu belirtmektedir. Prof. Dr. Kuzu, hareketli emisyon kaynaklarının ulaşım araçlarının egzoz emisyonlarından, sabit emisyon kaynaklarının ise evsel ısınmada kullanılan doğal gaz gibi yakıtlardan kaynaklandığını ifade etmektedir. Emisyonlarda yıl içinde ufak değişiklikler olmasına rağmen, genel eğilimlerin sabit kaldığını dile getiren Kuzu, insanların günlük ulaşım ve ısınma ihtiyaçlarının birkaç gün içinde anlamlı değişiklikler göstermediğini, ancak meteorolojik şartların hava kalitesinde ani değişimlere yol açabileceğini vurgulamaktadır.
Yüksek basınç dönemlerinde hava kirliliği ile karşılaşmanın mümkün olduğunu belirten Kuzu, bu durumun normal emisyonlara ek olarak olumsuz hava şartları nedeniyle gerçekleştiğini aktarmaktadır. Yüksek basınç altında kirleticilerin atmosferde dağılmasının zorlaştığını, dolayısıyla yer seviyesinde birikerek kirliliğe neden olduğunu ifade etmektedir. Son günlerde İstanbul Boğazı çevresinde yoğun bir sisin gözlemlendiğini belirten Kuzu, bu durumun yüksek basınç ile ilişkili olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, son veriler ışığında partikül madde ve azot oksit seviyelerinde artış gözlemlendiğini, bunun da çoğunlukla trafik kaynaklı emisyonların bir göstergesi olduğunu aktarmaktadır.
Hava Kalitesini İyileştirme Yolları
MASKE TAVSİYESİ
Hava kirliliğinin özellikle solunum yolu rahatsızlıklarına yol açabileceğini belirten Kuzu, vatandaşların hava kalitesi indeksini takip ederek kötü hava koşullarında maske takmalarını tavsiye etmektedir. Maskenin partikül maddelere karşı koruma sağlasa da diğer gazlar için çok etkili olmadığına dikkat çekmektedir. Trafik yoğunluğunun azaltılması, toplu taşıma kullanımının artırılması ve elektrikli araçların tercih edilmesi gibi alternatif yöntemlerle hava kalitesinin iyileştirilebileceğini vurgulamaktadır. Bu önlemler sayesinde egzoz emisyonlarının azaltılmasının ve dolayısıyla hava kirliliğinin kontrol altına alınmasının mümkün olabileceğini ifade etmektedir.
KAYNAK: AA