2004 yılında, henüz 17 yaşındayken medyanın ilgisini çeken Natasha Demkina, insan bedenlerinin içini görebildiğini ileri sürdü. İddiası, bazı teşhislerinin doğru çıkmasıyla birlikte, bazı bilim insanlarını şaşkınlığa düşürdü. Peki, gerçekten böyle bir yeteneğe sahip olabilir mi?
Her şey bir televizyon programıyla başladı. Natasha, 2004 yılında İngiltere’de ITV kanalında yayınlanan This Morning programına konuk oldu. Canlı yayında sunucu Fern Britton’ın ayak bileğindeki ağrıyı anında fark etti. Bu yeteneği, izleyicileri ve program ekibini şaşkına çevirdi.
Programın doktoru Chris Steele’e de bazı tahminlerde bulundu. Natasha, doktorun böbrekleri, midesi ve pankreasıyla ilgili belirli yorumlar yaptı. Ancak Steele, sonrasında yaptırdığı tıbbi testlerde hiçbir sağlık sorunu yaşamadığını öğrendi. Bu durum, Natasha’nın iddialarını sorgulayan bir şüphe oluşturdu.
Aynı yıl, Natasha bilim insanları tarafından bir dizi teste tabi tutuldu. Bu deneyler, onun ‘X-ray görüşü’ yeteneğini kanıtlamasını amaçlıyordu. Ancak yapılan testlerde, teşhislerinin hiçbiri doğru çıkmadı. Sonuçlar, Natasha’nın yeteneğinin gerçekliği konusunda büyük bir belirsizlik yarattı.
Buna rağmen, onun yeteneği hakkında kesin bir sonuca ulaşmak kolay olmadı. Paranormal araştırmacı ve psikolog Richard Wiseman, Natasha’nın bazı teşhisleri hakkında şüpheciydi: “Ona inanmamak için birçok sebep var, ama aynı zamanda şüpheyi sürdüren bazı şeyler de var.” Wiseman’a göre, Natasha’nın insanları analiz etme konusunda sezgisel bir yeteneği olabilirdi. Ancak yapılan testlerde, kişilerin en büyük sağlık problemini asla doğru tahmin edememesi, iddialarını desteklemiyordu.
Tüm bu testlere ve şüphelere rağmen, Natasha, kendisine başvuran insanlara belirli bir ücret karşılığında danışmanlık yapmaya devam etti. Onun bu durumu, bazı bireylerin umut arayışında olduğu bir dönemde ilginç bir tartışma konusu haline geldi.
Ancak bilim insanları, X-ray görüşünün gerçek olup olmadığı konusunda hala kesin bir kanıt sunabilmiş değil. Gerçek mi, yoksa iyi bir gözlem yeteneği mi? Bu sorunun yanıtı hala belirsizliğini koruyor…