Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Halk TV Çalışanlarına Yönelik Bilirkişi Soruşturması

    Halk TV çalışanlarına yönelik bilirkişi soruşturması hakkında detaylı bilgiler. Soruşturmanın nedenleri, süreci ve çalışanların hakları üzerine kapsamlı bir inceleme. Medya dünyasında yaşanan gelişmeleri takip edin.

    Halk TV çalışanlarına yönelik bilirkişi soruşturması hakkında detaylı bilgiler. Soruşturmanın

    Halk TV’ye Yönelik Bilirkişi Soruşturması

    Halk TV'ye Yönelik Bilirkişi Soruşturması

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Halk TV çalışanları Serhan Asker, Seda Selek ve Barış Pehlivan’a yönelik ‘bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs’ ve ‘kişiler arasındaki konuşmaların izinsiz dinlenmesi ve kayda alınması’ suçlamalarıyla bir soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında 3 gazeteci gözaltına alındı ve süreç, Halk TV yöneticileri Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş ile genişletildi. Suat Toktaş tutuklanarak cezaevine gönderilirken, diğer gazeteciler serbest bırakıldı. Adli süreç devam ederken, tüm gazetecilerin ifadeleri gün yüzüne çıktı. İfadelerde, isimlerin suçu birbirlerine atma çabaları dikkat çekti.

    “KAYDI YAYINLAMA NİYETİM YOKTU”

    Görüşmenin yayınlanacağından haberdar olmadığını belirten Barış Pehlivan, ifadesinde şunları söyledi:

    “Toplantı sonrasında gazetecilik refleksiyle adı geçen kişiyle iletişime geçmek istedim. Yanımda Halk TV yöneticisi Kürşat Oğuz da bulunuyordu. Telefon görüşmesi sırasında hoparlör açıktı ve Kürşat Bey, görüşmenin eksiksiz kaydedilmesi amacıyla konuşmayı kayıt altına aldı. Bizim amacımız, bilirkişinin açıklamalarını kelimesi kelimesine doğru aktarabilmekti. Ancak bu kaydın Halk TV’de yayınlandığını sonradan öğrendim. Benim böyle bir yönlendirme niyetim yoktu, görüşme tamamen haber değeri taşıyan bir bilgiye ulaşmak içindi.”

    “YAYINA ÇIKMADAN ÖNCE HABERİM YOKTU”

    Kaydın yayınlandığı programın sunucusu Seda Selek, yayın öncesinde herhangi bir bilgiye sahip olmadığını belirterek, ifadesini şöyle açıkladı:

    “Yayın sırasında rejiden kulaklığıma Barış Pehlivan’ın bir ses kaydı paylaştığı ve bunun yayına alınacağı bilgisi verildi. Kaydın içeriğinden veya yayına verileceğinden daha önce haberim yoktu. Ayrıca, program sırasında bilirkişiyi etkilemeye ya da yönlendirmeye yönelik herhangi bir ifadem olmadı. Programda tamamen gelişen gündeme bağlı olarak bu olay yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın açıklaması, benim yayın saatime denk geldiği için böyle bir durum oluştu. Eğer açıklama başka bir saate denk gelseydi, muhtemelen farklı bir sunucu bu suçlamalarla karşı karşıya kalacaktı.”

    “YAYINLAMAYIN DEDİM”

    Savcılığın sevk yazısında, Kürşad Oğuz’un ifadesinde mevcut suçun farkında olduğu ve yayınlanmaması gerektiğini söylediği belirtildi. Sevk yazısında, “Pehlivan’ın eyleminin diğer şüphelilerle iştirak halinde gerçekleştirildiğinin sabit, savunmasının da suçtan kurtulmaya yönelik olduğu” değerlendirmesi yer aldı. Kürşad Oğuz’un ifadesine değinilen yazıda, Oğuz’un kaydın suç teşkil ettiğini bildiğini ve Suat Toktaş’a gönderdiği esnada yayınlamaması gerektiğini belirttiği aktarıldı.”

    YAYINDAN ÖNCE VE SONRA BARİŞ PEHLİVAN

    En dikkat çekici ifade ise tutuklanan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’tan geldi. Toktaş’ın ifadesinde Barış Pehlivan’ın kaydın yayına verilmeden önce ve verildikten sonraki tutumları dikkat çekti. Toktaş şöyle konuştu:

    “Kürşad Oğuz’un kaydettiğini biliyorum, o bana gönderdi. Sonrasında ses kaydı geldiğinde ‘Bilirkişi ile konuştu’ dediğinde Barış bana yazmaya başladı. Ben ses kaydını alıp montaja gittim. Barış’a ‘İzin var mı dava açar mı’ diye sordum. 38 yıllık gazeteciyim, 56 yaşındayım, yaptığım işin sorumluluğunu taşırım. Barış bana ‘Ağabey biz gazeteciyiz’ cevabını verince bunun izin dahilinde olduğunu düşündüm. 3 dakika sonra ekrana verildi. Kısa bir ses kaydıdır. Konuşmanın herhangi bir yerine dokunmadık. ‘İzin var mı, dava açar mı, biz gazeteciyiz ağabey, ben yayınlıyorum’ kısmı bir dakikalık meseledir. Sonrasında ‘Metin olarak yayınlasan daha iyi ağabey, dava açar’ cevabını aldım. Tüm bunlar üç dakika içinde olmuştur. Ben gazetecilik yaptım.”