Kırklareli Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Han Ergüven, toplum sağlığını desteklemek amacıyla başlattığı “orman banyosu” etkinlikleriyle katılımcılara stres atma fırsatı sunuyor. Bu etkinlikler, katılımcıların doğayla iç içe olmasını sağlarken, zihinsel ve bedensel dinginlik kazandırmayı amaçlıyor.
Prof. Dr. Ergüven, 2022 yılında Almanya’da “orman banyosu” eğitimi aldığını belirtti. Orman banyosunun sağlık üzerindeki olumlu etkilerini vurgulayan Ergüven, Japonya’da bu uygulamanın 1982 yılında toplum sağlığını korumak için başlatıldığını ve Japon devleti tarafından desteklendiğini ifade etti. Avrupa ülkelerinde de bu uygulamanın giderek yaygınlaştığını aktaran Ergüven, Türkiye’de de toplum sağlığının artması açısından orman banyosunun büyük bir önem taşıdığını dile getirdi.
Ormana adım attıktan sonra bağışıklık sisteminin güçlendiğini anlatan Ergüven, orman ortamının insan zihnini ve bedenini nasıl dinginleştirdiğini vurguladı. Ormanlık alan içinde 5 dakikadan sonra stres hormonlarının düşmeye başladığını belirten Ergüven, “Ormanda ağaçların ve yosunların salgıladığı terpenler, bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir,” şeklinde konuştu.
Etkinlik Süreci ve Katılımcılara Yönelik Öneriler
Orman banyosu etkinliği yaklaşık 3 saat sürüyor ve katılımcılar 2-3 kilometrelik bir alanda çeşitli aktiviteler yapıyorlar. Geçmiş ve gelecek kaygısı yaşayan bireylerin kesinlikle bu etkinliklere katılmalarını öneren Ergüven, “İnsanlar ya geçmişteki olaylarla meşgul olup depresyona girebiliyor ya da gelecek kaygıları nedeniyle anksiyete yaşayabiliyor. Amacımız, katılımcıları anı yaşamaya ve ormanı deneyimlemeye davet etmek,” dedi.
Orman Banyosunda Yapılan Aktiviteler
Etkinlikler, teknolojik cihazlardan uzak bir şekilde ormanın derinliklerinde gerçekleştiriliyor. Katılımcılar, ormana girdiğinde bir zilin tınısı eşliğinde tek sıra halinde yavaş tempolu yürüyüşle etkinliğe başlıyor. Ardından, katılımcılar ağaçlara sarılarak iç seslerini dinliyor ve büyüteç yardımıyla doğayı keşfetme fırsatı buluyorlar. Ağaç dalları ve yapraklarla hayal güçlerini kullanarak çeşitli şekiller yapıyorlar.
Bu tür etkinlikler, dış dünyanın stresinden uzaklaşmayı sağlarken, nefes egzersizleri ile yaşam kalitesinin artmasına katkıda bulunuyor. Ergüven, “Ağaçlar, görünüşte farklı olsa da yer altında birbirleriyle iletişim kuruyorlar. Katılımcılara bir ağaç seçmelerini, o ağaçla iletişim kurmalarını ve onu dinlemelerini öneriyoruz. Bilim insanları, ağaçların kalbi olmadığını fakat nabızları olduğunu belirtmektedir. Yani, ağaçlar insanları hissedebiliyor,” diye ekledi.
Toplum Sağlığı ve Yerel Kalkınma Amaçları
Prof. Dr. Ergüven, Trakya’da orman banyosu akademisi kurmak için çalışmalara devam ettiğini belirtti. Bu faaliyetlerin toplum sağlığını artırmanın yanı sıra yerel kalkınma ve turizmin gelişmesine de katkı sağlamak amacı taşıdığını vurguladı. Zil sesinin insanı dinlendirici etkisi olduğunu ifade eden Ergüven, “Yavaş bir şekilde zili birbirine vurduğunuzda, tınıyı duyduğunuzda doğrudan dinlenme moduna geçiyorsunuz. Orman, bir şifa kaynağıdır. İçine girdiğinizde temponuz yavaşlıyor, özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için ‘şehir detoksu’ yapmak adına orman banyosunu öneriyorum,” dedi.
Katılımcıların Deneyimleri
İstanbul’dan etkinliğe katılan Hatice Örgülü, doğayla iç içe geçirdiği günün kendisi için çok değerli olduğunu ifade etti. Orman banyosunu ilk kez deneyimlediğini belirten Örgülü, “Bu etkinlik sağlık açısından gerçekten önemli. Bugün kendimi bulduğumu hissettim. Uzun zamandır hayatın stresiyle boğuşuyordum, ama burada doğayla kaynaşmak çok güzel. Geldiğimde stresliydim, ama burada çok rahatladım. Kendimle özdeşleştiğimi hissediyorum,” dedi.
Kırklareli Üniversitesi öğrencisi Seyfullah Karatuk da etkinliğe ilk kez katıldığını belirterek, “Bu program benim için oldukça faydalı oldu. Psikolojik olarak rahatladım ve daha önce sıradan gördüğüm ağaçlarla ilk kez iletişim kurma fırsatı buldum. Ormana adım attığım andan itibaren stresten uzaklaştığımı hissettim,” şeklinde konuştu.