Haber: Oktay YILDIRIM – Kamera: Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL) – Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın hakkında yürütülen soruşturmaya dair önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, “Benim gencecik kardeşim, dostum, Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ı ifade vermesi için çağırıyorsun. Yedi, sekiz polisle evine baskın yapıyorsun. Neymiş? Bizim gözümüzü korkutmakmış. Ama asıl amacın milletin gözünü korkutmak. Başsavcı, buradan sana sesleniyorum; biz, senin evlatlarının bile, senin çürümüş zihninden kurtulması için seni yöneten aklı, bu milletin zihninden söküp atacağız. Bunu asla unutma. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına kimse dayanmasın, sabahın köründe evlerinden kimse alınmasın.” dedi.
Ülke Politikaları Vakfı tarafından düzenlenen “Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması” başlıklı panelin açılış konuşmalarını Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan Subaşı, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel gerçekleştirdi. İmamoğlu panelde, “Haklı olanın değil, güçlü olanın lehine işleyen bir yargı sistemi, her türlü suç örgütünün ve çeteleşmenin önünü açmıştır.” şeklinde konuştu.
“Yargının siyasallaşması, hayati bir sorun” diyen İmamoğlu, “Ne kadar zor bir güne ve ülkeye uyandığımızı hepimiz biliyoruz. Yargının siyasallaşması ve bu sürecin ülkemize etkileri, çok kıymetli konuşmacılar tarafından aktarılacak. Ancak herkesin bilmesi gereken bir durum var; yargı bağımsızlığını kaybederse, vatandaşların can ve mal emniyeti kalmaz, yargı, can ve mal güvencesi olmaktan çıkar. Haklı olanın değil, güçlü olanın lehine işleyen bir yargı sistemi, her türlü suç örgütünün ve çeteleşmenin önünü açar.” dedi.
İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde iki genç hukukçunun yaşadığı trajik olayları hatırlattı ve sözlerine şöyle devam etti: “Genç bir avukat Mert Akdoğan, hakimlik ve savcılık sınavında önemli bir başarı elde etmesine rağmen, şeffaflıktan ve objektiflikten uzak bir mülakatta elendiği için canına kıydı. Bir başka genç stajyer savcı Mithat Can Yalman ise kurum içindeki mobbinge karşı yeterli hukuki koruma alamadığı için hayatına son verdi.”
“Yargının siyasallaşması, devletin varlığını tehdit eder.” diyen İmamoğlu, “Devlet, hepimiz için en büyük güvence ve sığınaktır. Yargının siyasallaşması, devletin varlığını tehlikeye atar. İktidarların sınırsız güç kullanmasını önleyecek olan tek kuvvet, bağımsız yargının varlığıdır.” şeklinde konuştu.
İmamoğlu, “Yargının bağımsızlığına son verildiğinde, hukuk devleti kalmaz.” diyerek, “Kurallar önemini yitirir, kurumlar yozlaşmaya başlar. Tüm dünyada otoriter rejimlerin yaptığı budur. Eğer yargı, iktidarın bir parçası haline gelirse, ortada hukuk devleti kalmaz.” ifadesinde bulundu.
“Yargının siyasallaşması, yaşamın bir parçası haline geldi.” diyen İmamoğlu, 2019 yerel seçimleri sonrası yaşanan olayları örnek göstererek, “Seçimleri kaybettiklerini anlayınca, Anadolu Ajansı’nın veri akışını durdurmuşlardı. Cumhurbaşkanı o dönemde, ‘Ortada bir yolsuzluk var’ diyerek, seçim sonuçlarını sorgulamıştı.” dedi.
“Bu mesele, sadece bir şahıs meselesi değildir.” diyen İmamoğlu, “Milletin vermediği yetkiyi yargı yoluyla ele geçirme çabaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından büyük bir tehlike arz ediyor.” şeklinde konuştu.
Son olarak, “Adalet mülkün temelidir.” ifadesini hatırlatarak, “Adaletin olmadığı bir devlet, birlik de kalmaz. Biz, bu mücadelede milletin yanındayız ve adaletin tesis edilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.” dedi.