5G Dönemi ve Türkiye’nin Yeri
Dünyanın birçok ülkesinde 5G teknolojisinin kullanımına geçildi. 2019 yılında Amerika Birleşik Devletleri, Güney Kore ve Avustralya’nın 5G teknolojisini devreye almasının ardından günümüzde 124 ülkede bu ileri teknoloji hayata geçirilmiş durumda. Ancak Türkiye, fiber altyapı yatırımlarındaki aksaklıklar nedeniyle bu yarışta geride kalmış durumda. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’de ilk 5G sinyalinin 2026 yılında verilmesini beklerken, GSM operatörleri 5G’nin bir adım ötesi olarak görülen 5.5G teknolojisi ile rekabette avantaj sağlamayı hedefliyor.
Fiber Altyapı Kritik Öneme Sahip
Türkiye’nin uluslararası arenada güçlü bir aktör olabilmesi için 5G teknolojisine geçişin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, Vodafone Grubu olarak 14 ülkede 5G’yi aktif hale getirdiklerini belirtti. Aksoy, “Ülkemizdeki tüm şirketlerin dijitalleşme endeksinde 1 puanlık bir artış, ülke genelinde %3’lük bir ilave GSYH artışı anlamına geliyor. Benzer bir etki, fiber altyapının artmasıyla da ortaya çıkmaktadır. Ancak Türkiye’deki mevcut sabit altyapı, kullanıcıların beklentilerini karşılamaktan uzak ve dijitalleşme konusunda uluslararası rekabetçiliği destekleyecek seviyede değil. Ülkemiz, fiber gelişmişlik endekslerinde 50. sıralarda yer almakta. Asya, Körfez ve bazı Avrupa ülkeleri, eve kadar fiber ulaşımında %100 oranları görürken, Türkiye bu alanda %50’lerde kalmaktadır. Sabit genişbant hızında ise 110. sıradayız ve bu durum giderek kötüleşmektedir. Türkiye’de 100 kişi başına fiber abone sayısı 6 iken, OECD ortalaması 12, en yüksek 10 OECD ülkesinde ise bu sayı 28’dir.
Türkiye’nin 2030 yılına kadar fiberde OECD ortalamasını yakalaması gerekiyor. Bu hedefe ulaşmak için en az 2 milyon kilometre fiber hattına ihtiyaç var. Yani, her yıl bir önceki yıla göre fiber hattını %17 artırmalıyız. Bu durum, 2030’a kadar Türkiye GSYİH’sine %2,2 oranında, başka bir deyişle 19 milyar lira katkı sağlayabilir.” şeklinde konuştu.
5G Yatırımları ve Beklentiler
Orta Vadeli Plan ve Kalkınma Planı’nda dijital dönüşüme vurgu yaptıklarını belirten Aksoy, “Dijital dönüşüm için stratejik bir plan çerçevesinde hareket edilmesi şart. Deloitte ile gerçekleştirdiğimiz çalışma sonucunda, operatörlerin 5G ihalesinin ardından beş yıl içinde yapacağı yatırım ve hizmet harcamalarının GSYH üzerindeki etkisinin 21 milyar TL olacağını öngörüyoruz. 5G’nin hayata geçmesi bir yıl geciktiğinde, Türkiye 120 milyar TL’lik bir ekonomik faydadan mahrum kalmış olacak. 5G teknolojisi Türkiye’de devreye girdiğinde, 15 yıl içerisinde 1 trilyon TL’yi aşan bir gelir artışı ve 479 milyar TL’lik bir GSYH artışı bekleniyor. 5G teknolojisinden en çok faydalanacak sektörler arasında üretim, toptan ticaret, perakende, ulaşım, depolama, bilgi ve iletişim yer alıyor.” ifadesinde bulundu. Aksoy, 2025 yılında 5G frekans tahsisinin yapılmasını beklediklerini de sözlerine ekledi.
Yatırım-Yükümlülük Dengesinin Önemi
Engin Aksoy, spektrumların uzun vadeli yatırımları teşvik eden bir yöntemle tahsis edilmesi gerektiğini belirtirken, “Dünyada son yıllarda spektrum bedellerinde düşüşler yaşanmakta ve politika yapıcılar, operatörlerin altyapı yatırımlarına daha fazla bütçe ayırmalarını destekleyecek ihale modellerini tercih etmekte. Bant tahsisinde yatırım-yükümlülük dengesinin gözetilmesi, orantılı ve makul olması büyük önem taşıyor. Yerlilik yükümlülüğünün üreticileri teşvik edecek bir mekanizmaya dönüştürülmesi, yatırımları artıracaktır. Ayrıca, sabit genişbant ile ilgili yapılacak lisans uzatım koşulları ile 5G ihalesi arasında orantısız farklar olmamalıdır. Düşük bir sabit uzatım bedeli ile yüksek bir 5G frekans bedelinin kabul edilmesi mümkün değildir.” dedi.
Mevcut Frekansların Durumu
Aksoy, mevcut frekansların tüm operatörler için 2029 yılında süresinin dolduğunu belirterek, “Bu frekanslar hem mevcut teknolojiler hem de 5G için kullanılacak ve uzun vadede bu frekansların hangi koşullarda uzatılacağı yatırımlar üzerinde belirleyici olacaktır. Bu nedenle 5G sürecinde bir yol haritası belirlenmesi önem arz ediyor. Ayrıca, 5G ile uyumlu cihaz ve ekipman ekosisteminin geliştirilmesi ulusal önceliklerimiz arasında yer almalıdır.” şeklinde konuştu.
Ortak Altyapı İhtiyacı
5G için ortak bir altyapı şirketine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Aksoy, “Altyapıda mükerrer yatırımların önlenmesi amacıyla tesis paylaşımına yönelik bir zorunluluk gerekmekte. Bu bağlamda, ülke kaynaklarının verimli kullanılması için ortak yatırımları teşvik edecek bir altyapı şirketinin kurulması, Türkiye’deki yatırımların hızlanmasını sağlayacaktır. Ortak altyapı şirketinin kurulması için Varlık Fonu liderliğinde geçmişte umut verici girişimler gerçekleştirilmişti. Bu gelişmelerin önümüzdeki dönemde hız kazanması için somut adımlar bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yazar: Ömer Temür
YORUMLAR