(SAMSUN)
Samsun’da, kamu emekçilerinin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon rakamlarını protesto etmek amacıyla 13 Ocak Pazartesi günü bir günlük iş bırakma eylemi düzenleyecekleri ifade edildi. Asim Sen, BASK, Birleşik Kamu İş, Hür Sen ve KESK Samsun şubeleri tarafından gerçekleştirilen ortak basın açıklamasında, TÜİK’in verilerine yönelik sert eleştirilerde bulunuldu.
“İnsanca bir yaşam için iş bırakıyoruz, emeğimizin karşılığını talep ediyoruz” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bizler; KESK, ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN ve Birleşik Kamu-İş konfederasyonları ve sendikaları olarak, milyonlarca kamu çalışanının ve emeklisinin haklarını savunmak amacıyla bir araya geldik. Ücretlerimiz, haklarımız ve onurlu bir yaşam talebimiz, yıllardır siyasi iktidarın uyguladığı sefalet politikalarıyla gasp edilmektedir. Ülkemizin maruz kaldığı ağır ekonomik kriz, tüm vatandaşlarımızı derinden etkilemektedir. İşçi, esnaf, üretici, sanayici, emekli ve memur herkes, bu zorlu koşullar altında hayat mücadelesi vermektedir. Kamu çalışanları, devletin her türlü hizmetini halka ulaştıran ve yıllarca devlete hizmet eden emeklilerimiz, bu zorlu tablo karşısında Ocak ayında daha da ağır bir muamele ile karşılaşmışlardır. 2025 Ocak ayı zammı olarak kamu çalışanlarına yüzde 11.54, asgari ücrete yüzde 30, işçi ve emeklilere ise yüzde 15.75 oranında bir artış yapılması öngörülmüştür. Temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzak bir maaşla hayata tutunmaya çalışan kamu çalışanları ve eğitimciler olarak, aç bırakma zammına karşı iş bırakma eylemi ile tepkimizi güçlü bir şekilde siyasi iktidara göstereceğiz.
Bütün kamu çalışanları ve emekliler gibi eğitimciler de geçim sıkıntısının dipsiz kuyusunda nefes almaya çalışmaktadır. Ülkemizin geleceği olan öğretmenlerimiz, yoksulluk sınırına dahi ulaşamayacak bir maaş ile yaşam mücadelesi vermektedir. Memur ve hizmetlilerimiz, yıllardır yok sayılmakta ve hakları gaspedilmektedir.
‘Adaletin olmadığı yerde ekonomik istikrar da olmaz’
Buradan siyasi iktidara sesleniyoruz: Kamu çalışanlarına vergi geliri gözüyle bakmayı bırakmalısınız. Vergi adaleti sağlanarak, vergi dilimi oranları yüzde 15’e sabitlenmelidir. Ocak 2025’te kamu çalışanları ve emeklilere verilen açlık zammı, sahte TÜİK enflasyonuna göre değil, gerçek çarşı-pazar enflasyonuna göre güncellenmelidir. Maaşlara verilen ek ödemelerin taban aylığına ve emekliliğe yansıtılması sağlanmalıdır. Yoksulluk sınırının altında kalan maaşlar, yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Alım gücünün artması için ülke kaynaklarının adil paylaşımı gerçekleştirilmelidir. Zenginin daha fazla zengin olduğu bir düzene son verilmelidir. Adaletin olmadığı yerde ekonomik istikrar da mümkün değildir. Ülkemizde adalete olan güven en düşük seviyelerde kalmışken, adalet anlayışının yeniden tesis edilmesi gerekmektedir. Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılmalı ve toplu sözleşme süreçlerinde sarı sendikalarla yapılan manipülasyonlara son verilmelidir. Toplu sözleşmeler, kamu çalışanlarının hayat standartlarını iyileştirmenin bir aracı haline getirilmelidir. Eşit işe eşit ücret politikası bir an önce hayata geçirilmelidir.
Kamu çalışanlarına kira, ulaşım ve eğitim yardımı için ödenek ayrılmalıdır. Emeklilerimizle çalışanlarımız arasındaki her yıl açılan maaş farklarına, emeklilere ek zam vererek müdahale edilmelidir. Kamu çalışanlarının geçim standardının, devletin itibarıyla doğrudan ilgili olduğu unutulmamalı ve kamu çalışanları hak ettikleri yaşam standardına kavuşturulmalıdır.
’13 Ocak Pazartesi günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz’
Tüm kamu emekçilerine çağrımızdır: 13 Ocak Pazartesi günü, üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz. Bu, yalnızca bir uyarıdır. Haklarımız için mücadelemizi büyütmeye kararlıyız. Kamu emekçileri yalnız değildir. Tüm sendikaları ve çalışanları, ortak mücadeleye davet ediyoruz. Onurlu bir yaşam için birleşelim, sefalet düzenine karşı duralım! Bugün haykırdığımız gerçekleri, 13 Ocak Pazartesi günü iş bırakma eylemi yaparak da siyasi iktidara iletiyoruz. Bu mücadele, kamu çalışanları ve emeklilerle birlikte, ülkenin kaynaklarından payına düşeni alamayan herkesin mücadelesidir. Bu, sarı sendikaların cesaret edemedikleri iş bırakma eyleminin nasıl yapılabileceğini ilan edenlerin mücadelesidir. Bu mücadele, siyasetin güdümünde hareket edenlerin kamu çalışanlarını nasıl yüzüstü bıraktıklarını haykıranların mücadelesidir. Bu, enflasyonun market boykotu çağrılarıyla değil, adil paylaşımla emeğin hakkının ödenmesi ve adaletin sağlanmasıyla çözülebileceğinin kamuoyuna ilanıdır.