Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Mustafa Destici’den Terörle Mücadele ve Kürt Sorunu Üzerine Açıklamalar

    Mustafa Destici, terörle mücadele stratejileri ve Kürt sorununa dair önemli açıklamalarda bulundu. Bu yazıda, Destici’nin görüşlerini ve önerilerini detaylı bir şekilde inceleyerek, Türkiye’nin güvenlik politikalarına ışık tutuyoruz.

    Mustafa Destici, terörle mücadele stratejileri ve Kürt sorununa dair önemli

    Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin Açıklamaları

    Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, terörle mücadele konusundaki tutumlarını net bir şekilde ortaya koydu. Destici, “Önce silahı bıraksınlar. PKK/PYD/YPG, silah bıraktığını açıklasın. Ondan sonra oturulsun, konuşulsun. Elinde silah olanla konuşamazsınız. Biz Büyük Birlik Partisi olarak ilkesel bir duruş sergiliyoruz. Şahsım ve partim, bu sürecin yanında asla olmayacaktır” dedi.

    10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen Destici, Suriye’deki gelişmelere de değindi. “Bundan sonraki aşamada, Suriye halkının talep ettiği katılımcı, siyasi bir sistemin oluşturulması, demokrasinin ve hukuk devletinin yeniden inşa edilmesi, Suriye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünün yeniden tesis edilmesi ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. Bunu devlet yetkililerimizden de açıkça duyuyoruz” şeklinde konuştu.

    Kürt Sorunu ve Terörle Mücadele Üzerine

    Destici, Türkiye’nin terörle mücadelesinin en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu vurguladı. “PKK terörü, 40 yılı aşkın süredir Türkiye’nin gündeminde ağır maliyetlerle yer almıştır. Bu terörün artık bir problem olarak anılmaması için, geride bıraktığımız 40 yılı unutmamak ve doğru sonuçlar çıkarmak zorundayız. Öncelikle herkes bilmelidir ki, ülkemizde ‘Kürt sorunu’ diye bir sorun yoktur. Olan, terör sorunudur. ‘Kürt sorunu’ diyenler, bunun ne olduğunu net bir şekilde açıklamalıdır” ifadelerini kullandı.

    Destici, “Kastedilenin bir statü sorunu olduğunu biliyoruz. Kandil’den gelen en son açıklamalar ve DEM partisinin eş başkan seviyesindeki beyanları, PKK’nın Avrupa uzantılarından gelen ifadeler bunu doğrulamaktadır. Doğal haklardan bahsediliyor, ancak ne kastedildiği çok nettir. Ana dilde eğitim, 66’ncı maddenin değiştirilmesi, öz yönetim gibi talepler ortaya konmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, ister Türk, ister Kürt, Çerkez, Boşnak, Alevi, Sünni olsun; kamu hizmeti alırken, ticaret yaparken, sağlık hizmetlerinden yararlanırken veya eğitim alırken aralarında bir fark var mı? Mesele siyasi bölücülüktür. Türkiye’de Kürt sorunu değil, siyasi bölücülük, terör ve ayrılıkçı hareket sorunu vardır” dedi.

    Devlet ve Millet İlişkisi Üzerine

    Terör ve şiddet karşısında taviz verilemeyeceğine dikkat çeken Destici, “Türkiye Cumhuriyeti’nin, 40 yıl mücadele ettiği terör örgütünün ele başından uzlaşma talep etmesi, şehit ailelerimizin, gazilerimizin, terör mağdurlarının ve terörle mücadele edenlerin yanı sıra, terörün etkilediği bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın devletimize olan güvenini zedelemektedir. Geçmişte yaşanan benzer süreçlerde bunu çok açık bir şekilde gördük. PKK, Türkiye’ye düşman olan birçok kişinin desteğini almış ve almaya devam eden kanlı bir terör örgütüdür. Türkiye’nin geçmişte yaptığı hatalara rağmen, bugün Türkiye sınırları içinde bitmiştir ve can çekişmektedir. Bu gerçekler ortadayken, PKK ve türevleri için kullanılan ‘Kürt siyasi hareketi’ ifadesi, Kürt kökenli vatandaşlarımıza ve onların vazgeçilmez parçası oldukları aziz milletimize, büyük Türk milletine hakarettir” şeklinde konuştu.

    Pazarlık Yok

    DEM Parti İmralı heyetinin siyasi parti ziyaretlerini değerlendiren Destici, “Bu bir çözüm süreci veya müzakere değil, burada pazarlık yok. Apo kastedilerek denildi ki; ‘Çağrı yapmak için atılacak adımları bekliyor.’ DEM heyeti siyasi partileri geziyor. Gezmeden önce bazı partilerimizin genel başkanları ve sözcüleri, sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini vurgulamıştı. Ancak şimdi ağızlarını bıçak açmıyor. Kandil taleplerini açıkladı; Anayasa’nın 3’üncü, 42’nci ve 66’ncı maddesi. Bunlar bizim kırmızı çizgimiz. Bir Alperen daha yaşadığı sürece, bu ülkede 66’ncı maddeyi kimsenin değiştirmesine izin vermeyeceğiz. Bu çok açık ve nettir” dedi.

    Destici, “Teröristbaşı Öcalan, yeni paradigmaya destek verenlere teşekkür ediyor. Peki bu yeni paradigma nedir? Teröristbaşı, ‘Sadece Cumhur İttifakı partilerinin oluru yetmez’ diyor. ‘Meclis başta olmak üzere bütün siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları evet demeli’ deniliyor. Bütün bu süreçlerden sonra çağrı yapılacağı söyleniyor. Bizce samimiyseler, çağrıyı yapsınlar. İspanya’da ve İngiltere’de olduğu gibi, önce terör örgütleri silah bırakmış, sonra görüşmeler yapılmıştır. Önce silahı bıraksınlar. PKK/PYD/YPG silah bıraktığını açıklasın. Ondan sonra oturulsun, konuşulsun. Elinde silah olanla konuşamazsınız. DEM Parti dışındaki, özellikle Cumhur İttifakı partilerimizin vatan ve millet sevgisinden zerre kadar şüphemiz yok. İyi niyetlerinden de şüphemiz yok. Ancak, bizim şüphemiz karşı taraftan, PKK ve onun uzantılarından, en önemlisi de onların arkasındaki emperyalist güçlerden kaynaklanmaktadır. Biz, Büyük Birlik Partisi olarak ilkesel bir duruş sergiliyoruz. Şahsım ve partim, bu sürecin yanında asla olmayacaktır. Duruşumuz nettir. Tavizlerin verilmeyeceğini düşünüyorum. Bunu kimse veremez. Hele ki Cumhur İttifakı, bu konuda duruşu net olan bir ittifaktır. Biz, onlarla masaya oturulmasını doğru bulmuyoruz” şeklinde konuşarak sözlerini sonlandırdı.