Enflasyon ve Beklentiler
Haziran ayından bu yana enflasyonda yaşanan 31 puanlık gerileme, piyasa katılımcılarının enflasyon beklentilerini de etkileyerek yüzde 27,1 seviyesine düşmesine neden oldu. Ancak, hane halkının 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi, yüzde 63,1 gibi yüksek bir seviyede kalmaya devam ediyor. Reel kesimin enflasyon beklentisi ise yüzde 47,6 olarak ifade ediliyor ve bu durum, enflasyonun kontrol altına alınması açısından bir ‘direnç’ noktası oluşturuyor.
Öte yandan, üretici enflasyonu yıllık yüzde 28 seviyesinde olmasına rağmen, özellikle gıda maddelerinde tarladan sofraya fiyat artışlarının 3-4 katına kadar ulaştığı gözlemleniyor. Reel kesimin yüksek enflasyon beklentisi, üreticilerin kendi ürünlerine daha yüksek fiyatlar koyma eğilimini artırıyor; bu durum, piyasa dinamiklerinde kırılması zor bir ‘inat’ olarak kendini gösteriyor.
Ahlaki Çöküş ve Fırsatçılık
Son iki yıldır Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde yıl sonu dolar kuru tahminleri, sürekli olarak beklentilerin altında kalırken, fiyat artışları durmak bilmiyor. 2024 için belirlenen ortalama dolar kuru 32,79 TL olarak öngörülmüştü, ancak bu rakam başlangıç hedefinin yaklaşık 4 lira, son OVP’deki gerçekleşme tahmininin de 43 kuruş altında kaldı. Yapılan denetimlere ve kesilen cezalara rağmen, fırsatçıların piyasadaki faaliyetleri devam ediyor. Uzmanlar, bu durumu ‘serbest piyasa adı altında bir ahlaki çöküş’ olarak nitelendiriyor.
Örneğin, tarladan çıkan 5 TL’lik bir domatesin markette 50 TL’ye satılması, piyasa koşulları ile açıklanamayacak kadar uç bir durum olarak değerlendiriliyor. Ürün etiket süreçleri incelendiğinde, en yüksek kazancın komisyoncular ve marketlerden kaynaklandığı ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin Tarımsal Üretim Gücü
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Türkiye dünya genelinde bitkisel ürünler üretiminde 12. sırada, sebze üretiminde 4. sırada ve meyve üretiminde 6. sırada yer alıyor. Ülkemiz, fındık, kiraz, incir, kayısı, ayva ve keçiboynuzu üretiminde dünya birincisi konumundayken; kavun, karpuz, salatalık, pırasa, zeytin, mandalin ve elma üretiminde de dünya ikincisi olarak öne çıkıyor. Çilek, nohut ve domates üretiminde dünya üçüncüsü, kestane, ceviz, armut ve mercimek üretiminde dünya dördüncüsü, şeker pancarında beşinci, üzümde altıncı ve kütlü pamuk üretiminde ise yedinci sırada bulunuyor.
Ayrıca, buğday unu ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ise ikinci olduğumuz görülüyor. 2002 yılında 98 milyon ton olan bitkisel üretim miktarı, 2023 yılında yüzde 39,5 artış göstererek 136,9 milyon tona ulaşmış durumda.
Hal Yasası İhtiyacı
İstanbul Başakşehir Ziraat Odaları Birliği Başkanı Ömer Demir, Hal Yasası’nın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ürün fiyatları hallerde belirleniyor. Antalya ve Tokat’tan gelen meyve-sebzeye ortalama maliyet eklenirken, mazot, halden çıkış bedeli, nakliye bedeli, KDV ve kâr oranı gibi unsurlar toplandığında kilo başına 2-3 lira ekleniyor. Örneğin, kilosu 5 TL olan havuca 3 lira daha ekleniyor. Bu durumda, normalde 8 liraya markete gelmesi gereken havuç, marketlerde 30 liraya satılmakta. Denetim eksikliği, çözüm olarak Hal Yasası çıkarıp üretici ile tüketiciyi buluşturmanın şart olduğunu gösteriyor. Bu fırsatçılara bu kadar imkân vermemek gerekiyor; aktif bir rol alınmalı” şeklinde konuştu.
Kaynak: KAAN ZENGİNLİ
YORUMLAR