Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
    Yeni Zemin

    Disiplin Hukuku ve Ceza Hukuku İlişkisi

    Ceza Hukuku açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin disiplin hukuku ile ilişkisi, önemli bir tartışma konusudur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu‘nun 131’inci maddesi uyarınca, bir memur hakkında aynı olaydan dolayı ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktirmemektedir. Bu durumda memurun ceza kanununa göre mahkum olup olmaması, disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmez.

    Bu bağlamda, memurun yargılanması sonucunda ceza alıp almaması, disiplin hukuku açısından genel olarak herhangi bir anlam ifade etmemektedir. 657 sayılı Kanun‘un disiplin hukukuna yönelik düzenlemeleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması düzenlemeleri birlikte incelendiğinde, disiplin soruşturması ve ceza soruşturmasının birbirinden bağımsız olarak yürütüldüğü anlaşılacaktır. Memurun işlediği bir fiil, ceza hukuku açısından suç teşkil etmese bile, disiplin hukuku açısından suç teşkil edebilir.

    Ceza mahkemesi tarafından verilen kararların disiplin soruşturması açısından delil niteliği taşıdığı söylenebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, memurun işlemiş olduğu fiilin kesinleşmiş olmasına rağmen disiplin cezalarının verilmesinde doğrudan esas alınması, Anayasa Mahkemesi tarafından masumiyet ilkesinin ihlal edildiği yönünde kararlar verilmesine yol açmaktadır (Tarih: 13.06.2013, Başvuru No: 2012/665). Anayasa Mahkemesi, ceza muhakemesi sonucunda kişinin isnat edilen eylemi işlemediğine dair hükümler dışında, ceza mahkemesi hükmünün disiplin makamları açısından doğrudan bağlayıcı olmadığını belirtmiştir (Tarih: 13.06.2013, Başvuru No: 2012/665).

    Disiplin cezaları, memurların çalıştıkları kurumun düzenine aykırı hareketleri nedeniyle uygulanan bir zorlayıcı önlem niteliğindedir. Dolayısıyla, ceza yargılamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile, disiplin hukuku bakımından ortada bir ceza mahkumiyeti bulunmaması, disiplin cezası uygulanmaması sonucunu doğurmayacaktır (Danıştay Onikinci Daire, T: 25.05.2012, S: 2012/3553).

    Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bir kararında da (T: 20.06.2003, E: 2003/67, K: 2003/436); 657 sayılı Kanun’un 131’inci maddesi gereğince memurun ceza yasasına göre mahkum olması ya da olmamasının disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmediği vurgulanmıştır. Disiplin hükümleri bakımından memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelikte ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunan bir davacıya, adli yargıda suç sayılan fiili nedeniyle delil yetersizliğinden beraat etmiş olmasına bakılmaksızın, devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesinin hukuka aykırılık taşımadığına dair hüküm kurulmuştur.

    Sonuç olarak; bir memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin soruşturmasını geciktirmemekte; memurun ceza kanununa göre mahkum olup olmaması da disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Aynı olaydan ötürü memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin soruşturmasını etkileyemediği gibi, memurun Ceza Kanunu’na göre beraat etmesi veya mahkum olması ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.

    YORUMLAR

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    1 + four =

    YAZARLAR
    TÜMÜ

    SON HABERLER