Fahrettin Altun’dan Filistin ve Küresel Adalet Çağrısı
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) MKYK Bölge Başkanları Strateji Çalıştayı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Altun, Filistin’de ve özellikle Gazze’de süregelen zulmü durdurmak için Türkiye’nin en cesur mücadeleyi verdiğini vurgulayarak, “Dünyanın gözleri önünde bu mücadelenin liderliğini üstlenen yine Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Bu mücadele sırasında birçok batılı ülkenin engellemeleriyle karşılaşmamıza rağmen, adaletin yerini bulması için çabalarımızı sürdürüyoruz,” dedi.
Altun, çağımızın “krizler çağı” ve “dijital çağ” olarak adlandırıldığını belirtti. Bu dönemlerin ortak özelliğinin “hız” olduğunu ifade eden Altun, hızın, hem güç hem de kontrol aracı haline geldiğini söyledi. İletişim teknolojilerindeki dönüşümle birlikte, zamana ve mekana dair algıların değiştiğini de belirtti ve 500 yıl önceki insanların algılarının günümüzdekilerden çok farklı olduğunu vurguladı.
Hızlanmanın birçok fırsat ve risk getirdiğini belirten Altun, bu risklerin ciddi tehditler oluşturduğunu, savaşların daha yıkıcı hale geldiğini kaydetti. “Dünya, bugün ciddi meydan okumalarla karşı karşıya. Zor bir coğrafyada ve çetin bir çağda ayakta kalmak başlı başına bir değer,” diyen Altun, istikrarlı bir şekilde varlık göstermek ve güçlenmek gerektiğinin altını çizdi.
Altun, siyasetin de bu çağda dönüştüğünü belirterek, Batı hegemonyasının 19. yüzyıldan itibaren ciddi meydan okumalarla karşı karşıya kaldığını dile getirdi. 1990’lardan sonra Batı’nın yaşadığı farklı sınamaların önemine değinen Altun, “Dünyada adalet sorunu var ve bu sorunun kökleri Batı hegemonyasına dayanıyor,” dedi. Batı’nın 200 yıllık sürecinde oluşturduğu küresel adaletsizliğe ve batı dışı toplumların sömürü siyasetine dikkat çekti.
Türkiye’nin Dönüşüm Süreci
Altun, “Kırılmanın yaşandığı dönemde Türkiye’de de ciddi bir dönüşüm süreci başladı,” diyerek, 2000 sonrası Türkiye’nin bağımlılık zincirini kırarak özgür ve bağımsız bir varlık ortaya koyma çabalarının önemini vurguladı. Türkiye’nin bu süreçte bölgesinde istikrar sağlayan bir aktör haline geldiğini belirtti.
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde küresel alanda adalet mücadelesini sürdüğünü ifade eden Altun, “Türkiye, dünya genelindeki adalet sorununa kaynaklık eden aktörlere açık ve net şekilde adalet çağrısı yapıyor. Bu çağrıyı sert güç, yumuşak güç ve stratejik güç unsurlarıyla gerçekleştirmeye çalışıyoruz,” dedi.
Avrupa’nın Rolü ve Türkiye’nin Etkisi
Altun, Avrupa’nın son 200 yılda küresel siyaset sahnesindeki etkisini yitirmeye başladığını, stratejik aktör olma yeteneğini kaybettiğini belirtti. Gazze’de İsrail’in uyguladığı soykırımda 45 binin üzerinde insanın katledildiğini, bu olayların Avrupa’nın sessizliğini eleştirdi. “İsrail’in zulümleri sadece Orta Doğu için değil, tüm dünya için maliyet oluşturuyor,” diyerek, Avrupa’nın bu bağlamda etkisiz kaldığını ifade etti.
Altun, Suriye’deki durumu da ele alarak, “Avrupa’nın bu süreçte pasif kaldığını, sadece göçmen sorununu yönetmeye çalıştığını” vurguladı. Türkiye’nin ise Rusya-Ukrayna Savaşı’nda aktif bir rol üstlendiğini ve barış görüşmelerini başlattığını belirtti.
Dijital Medya ve Dezenformasyon Sorunu
Altun, dijital medyanın yarattığı bilgi kirliliğinin siyaset yapmanın en büyük zorluklarından biri olduğunu belirtirken, dezenformasyonun demokrasilere zarar verdiğini ifade etti. “Sosyal medyanın bölüştürücü değil, birleştirici bir unsur olarak kalması gerektiğini” vurguladı.
Sonuç olarak, Altun, Türkiye’nin bugün büyük özgüvenle kendisini hem Avrupa hem de İslam dünyasının öncü ülkelerinden biri olarak konumlandırdığını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, bu sürecin temel yapı taşıdır,” dedi.