Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

TÜSEP’ten Sağlıkta Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu

TÜSEP tarafından hazırlanan Sağlıkta Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu, sağlık sektöründeki mevcut sorunları derinlemesine incelerken, etkili çözüm önerileriyle geleceğe yönelik umut verici bir bakış sunuyor.

TÜSEP tarafından hazırlanan Sağlıkta

Türkiye Sağlık STK’ları Platformu (TÜSEP) tarafından düzenlenen ve ilaç, tıbbi malzeme ile tıbbi cihazlar konularında güncel durumların ve önerilerin ele alındığı toplantıda, Sağlıkta Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu kamuoyuna sunuldu. Toplantı, Fatih’teki Birlik Vakfı’nda Doktorlar Kulübü ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Bu önemli etkinlikte, alanında uzman kişiler, sağlık sektöründeki güncel sorunlara dair görüşlerini ve önerilerini katılımcılarla paylaştı.

Toplantının sonunda TÜSEP Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Akçakaya, raporun içeriğini detaylandırarak, özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Raporda, şu ifadeler yer aldı: “Gerek basın yayın organlarında gerek sosyal medyada yapılan yayınlarla, adı geçen hastanelerde herhangi bir nedenle tedavi gören hastaların ve hasta yakınlarının yapılan yanlış tedaviye yönelik, tedaviyi yapan hekim ve diğer sağlık çalışanlarıyla alakalı şüphe duymalarına ve güven kaygısına yol açmıştır.”

Bu olayların, hasta ile hekim arasındaki güven duygusunu zedelediği ifade edilen raporda, soruşturma aşamasında masumiyet karinesinin ihlal edildiği vurgulandı. Raporda, “Bizler adaletin yerini bulacağına, suçluların cezalandırılacağına inanıyoruz. Ancak sağlık gibi hassas konularda doktor ve hasta ilişkilerinin bu kadar ortada tartışılması, güven kaybının oluşması son derece sakıncalıdır.” denildi.

Raporda ayrıca, aile hekimlerinin yeni yayınlanan aile hekimliği yönetmeliği nedeniyle yaşadığı huzursuzluklara da değinildi. “Yeni yönetmelik, iyi niyetle hazırlanmış olmakla birlikte, sahada ciddi bir infiale sebep olmuş, sorunların çözüleceğine dair bir heyecan oluşturmak bir yana hayal kırıklığı yaratmıştır. Ayrıca, yeni ve teknik olarak uygulanması mümkün olmayan sorunlar doğurmuştur.”

Raporda, Aile Hekimliği Yönetmeliği’ndeki tüm kriterler yerine getirilse dahi sağlık çalışanlarının hak ediş ücretlerinin azaltıldığına dikkat çekildi. Bu durumun hasta memnuniyeti açısından puanlama ile hak ediş almanın hekimlik sanatıyla bağdaşmadığı vurgulandı. “Bu durum, hekimin toplum içindeki itibarını zedeleyeceği gibi, hastanın usulsüz taleplerinin reddedilmesi halinde ciddi sürtüşmelere yol açabilir.” ifadeleri kullanıldı.

Raporda, cari giderler için verilen ödeneklerin azaltılmasının kabul edilemez olduğu belirtilerek, “TÜSEP, saha çalışanları, Aile Hekimliği Dernekleri, AKORT Derneği ve diğer STK’lerle işbirliği içinde çalışarak bu yönetmeliğin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.”

Milli Sağlık Sanayisi Üzerine Vurgular

Prof. Dr. Adem Akçakaya, toplantıya ve açıklanan rapora ilişkin AA’ya yaptığı değerlendirmelerde, milli sağlık sanayisinde yapılması gereken konuların ele alındığını belirtti. “Milli sağlık sanayisi, savunma sanayisi kadar önemli bir bileşendir. Tarım, sağlık ve savunma sanayi. Bu alanda milli olmak zorundayız. Savunma sanayisinde hükümetimizin çok başarılı çalışmaları var ve Türkiye’nin geldiği iyi duruma katkılarını hepimiz görüyoruz. Sağlık sanayisinde de benzer bir atılıma ihtiyacımız var.” dedi.

Akçakaya, ilaç üretiminde yerli üretime geçilmesinin önemini vurgulayarak, “Dünyadaki savaşların ya da dengesizliklerin, kronik ilaç kullanmak zorunda olan insanları nasıl mağdur edebileceğini hep birlikte gördük. Kritik ilaçları önceleyerek milli ilaç sanayimizi kurmak zorundayız.” şeklinde konuştu. Ayrıca, “Ben genel cerrahım. Ameliyatlarda kullandığımız malzemeleri kesinlikle kendimiz üretmeliyiz. Bu ürünler kaliteli olmalı, hasta güvenliğini riske atmamalı ama aynı zamanda milli ve yerli olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Akçakaya, tıbbi cihaz üretiminin artırılabilmesi için AR-GE çalışmalarının önemine dikkat çekerek, “Üniversite ve sanayi işbirliği sağlanmalı. Bu işbirliği devlet kontrolünde olduğunda ve alım garantisi verildiğinde, bu sorunu da aşabileceğiz.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

İlaç Üretiminde Fiyatlandırma Sorunları

İlaç, Eczacılık, Sağlık, Bilim ve Teknolojileri Vakfı (İVEK) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Tokaç, Türkiye’nin ilaç üretiminde kendi kendine yetebilecek bir konumda olduğunu belirtti. Ancak 2004’te çıkarılan kararname ile ilaçların çok düşük fiyatlarla fiyatlandırıldığını ve bazı ilaçların artık üretilemeyecek hale geldiğini ifade etti.

Tokaç, eczanelerde bazı ilaçların bulunamamasına yönelik eleştirilere yanıt vererek, “Bazı ilaçların bugün çiklet fiyatına üretilmesi isteniyor. Ancak bu mümkün değil çünkü ilaçta kullanılan ham maddeler yurt dışından dövizle alınmaktadır.” dedi. Ayrıca, “Ham madde fiyatları borsa gibi dalgalanıyor. Bazen düşük fiyatla ham madde alabilirsiniz, bazen de yüksek fiyattan almak zorunda kalırsınız.” şeklinde ekledi.

Tokaç, ilaç fiyatlarında değişim beklentisi olduğu dönemlerde bir telaş yaşandığını, bu durumun eczacıların daha fazla ilaç alma telaşına girmesine neden olduğunu belirtti. “Eczacılar, ilaç depolarının daha az ilaç vermek istemesi nedeniyle piyasada 2-3 aylık bir dönemde belirli ilaçlarda yokluklar yaşanabilir.” dedi. Tokaç, “İlaç fiyatlarında yılda 3-4 kez kademeli değişiklik yapılması halinde, üretim artar ve yokluk durumu ortadan kalkar.” diyerek önerilerini sıraladı.