Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın Açıklamaları
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin savunma sanayisindeki çip tasarımı ve yerli üretim kabiliyetleri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Kacır, “Savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu çiplerde tasarım ve yerli üretim kabiliyetine sahibiz. Gebze’deki TÜBİTAK ve Ankara’daki Aselsan iştiraki AB Mikronano, bu alanda sahip olduğu yetkinliklerle teknolojik bağımsızlığımıza katkı sağlıyor” dedi. Kacır, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda gerçekleştirilen 2025 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katılarak milletvekillerine sunum yaptı.
“Endüstri Devrimine Seyirci Kalmıştık”
Kacır, son 22 yılda Türkiye ekonomisinin büyüme ortalamasının yıllık yüzde 5,4 olduğunu belirtti ve “Ekonomimiz 17 çeyrektir kesintisiz büyüyor. Milli gelirimiz 1 trilyon 250 milyar doları aştı. Kişi başına düşen gelirimiz 15 bin dolara erişti. Sanayi üretim endeksi pandemi öncesi döneme göre; Almanya’da yüzde 13, İtalya’da yüzde 6,7, Fransa’da yüzde 3,9 gerilerken; Türkiye’de aynı dönemde yüzde 19,5 artış gösterdi. Bu başarı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ülkemize kazandırdığımız projeler ve hizmetler sayesinde mümkün oldu. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında sanayileşme adımları atılmıştı ancak bu süreç uzun yıllar devam ettirilemedi. 20’nci yüzyılda yaşanan endüstri devrimlerine seyirci kalmıştık. Sanayi sektörümüz, uzun bir dönem montaj sanayisinin ötesine geçemedi. Ar-Ge odaklı üretim, ülkemizin en büyük şirketlerinde bile fikirden gerçeğe dönüşememişti. Türkiye, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklarla potansiyelini heba etmiş, sanayi ve teknolojide bir atılım gerçekleştirememişti. Ancak, AK Parti iktidarlarıyla Türkiye’yi dünya sahnesinde hak ettiği konuma taşıyan büyük başarılara imza attık. Sanayi sektöründe çalışan sayımızı 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine çıkardık. Organize sanayi bölgelerinin sayısını 191’den 363’e artırdık ve 45 endüstri bölgesini Türkiye’nin üretim üsleri haline getirdik. Sanayi sektörlerinde üretim ve ihracat rekorları kırdık. Otomotiv üretimimiz yıllık 357 binden 1 milyon 468 bine yükseldi ve Türkiye, Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biri haline geldi. Beyaz eşya üretimimiz 6 milyon 700 binden 32 milyon 400 bine; ihracatımız ise 672 milyon dolardan 5,5 milyar dolara yükseldi.”
“Hangi Alanda, Gizli Açık Ambargo Konuyorsa, Türkiye O Alanda Daha Büyük İşler Yapacaktır”
Kacır, Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda terör belasının önemli bir engel olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “Ülkemizi masada ve askeri alanda zayıflatmak isteyenlerin ambargolarıyla mücadele ettik. Savunma sistemlerini parasıyla dahi bize vermediklerini gördük. Bu tecrübe, savunma sanayiinde milli ve özgün teknolojiler geliştirmekten başka bir alternatifin söz konusu olmadığını gösterdi. Türkiye’ye insansız hava aracı vermediler; biz, dünyanın en gelişmiş İHA’larını ve SİHA’larını ürettik. İHA’larda kullanılan kameraları vermediler; çok daha ileri kabiliyetlere sahip kameralar geliştirdik. Geliştirdiğimiz füzelerde kullanılan motorları vermediler; kendi imkanlarımızla turbojet motorları geliştirdik ve ürettik. Herkes bilsin ki, hangi alanda gizli ya da açık ambargo konuyorsa, Türkiye o alanda daha büyük işler yapacaktır. Hangi sistemler Türkiye’den esirgeniyorsa, hangi ürünler Türkiye’ye verilmiyorsa, Türkiye daha iyilerini kendi imkanlarıyla geliştirecek ve üretecektir.”
“Savunma Sanayimiz Hem Türkiye’nin Hem de Dostlarımızın İhtiyacını Karşılıyor”
Kacır, “20’nci yüzyılda binlerce uçak ve helikopter üretilirken oyunun dışında kalan Türk milleti, şimdi; Bayraktar’la, Akıncı’yla, Anka’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla yeni nesil havacılıkta dünya lideri. Savaş paradigmalarını değiştiren sistemlerimizle, küresel insansız hava aracı pazarında payımız yüzde 70. Atak, Gökbey, Hürkuş, Hürjet, Kaan; dostlara güven, düşmana korku veren eserlerimiz. Koral, Şimşek, Hisar, Siper, Atmaca, Som, Gökdoğan, Bozdoğan, Göktürk, İmece, Milgem; bilim insanlarımızla, mühendislerimizle, teknisyenlerimizle iftihar vesilemiz olan savunma sanayiindeki üretim kabiliyetimiz, yalnızca Türkiye’nin değil, dost ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayan güvenlik çözümlerinin geliştirilmesini sağlıyor.” dedi.
“Kimse Aklının Ucundan Bile Geçiremez”
2002 yılında 250 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatının bu yıl 6,5 milyar dolara ulaşacağını belirten Kacır, “Daha hızlı ve daha ileri menzile gidebilecek füzeler geliştirmek, elektronik harp kabiliyetlerimizi artırmak, katmanlı hava savunma sistemlerimizin her türlü tehdide cevap verebilmesini sağlayacak çelik kubbe projesini tamamlamak, hava, kara ve denizlerde insansız sistemlerimizin yetkinliklerini geliştirmek ve uzaya bağımsız erişebilmek için daha çok çalışacağız. Hiç kimsenin, Türkiye’ye zarar vermeyi aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine mutlaka ulaşacağız.” dedi.
“Ar-Ge Merkezlerinin Sayısı Arttı”
Kacır, Türkiye’deki 104 teknoparkta 11 binden fazla teknoloji girişiminin ve inovasyon odaklı projenin yürütüldüğünü ifade etti. Ayrıca, “Sayısı 1.600’ü aşan Ar-Ge ve tasarım merkeziyle özel sektörümüz Ar-Ge’ye öncülük ediyor. TÜBİTAK eliyle bu yıl 186 üniversite ve 2.769 firmanın 9.988 projesine 8,9 milyar lira destek sağlıyoruz. 22 yılda, teşviklerimiz neticesinde; yıllık Ar-Ge harcamalarımız 1,2 milyar dolardan 16,1 milyar dolara, Ar-Ge personeli sayımız 29 binden 291 bine çıktı. Beş misline çıkan uluslararası nitelikli bilimsel yayın sayısıyla ülkemiz, dünyada 22. sıradan 14. sıraya yükseldi. Rekabetçi sektörler programında bu yıl açılışını gerçekleştirdiğimiz projelerle Bursa’ya Kompozit Malzeme ve Teknik Tekstil, Şanlıurfa ve Giresun’a Gıda Test ve Analiz, Konya’ya Akıllı Teknolojiler Tasarım, Eskişehir’e İleri Prototipleme, İzmir’e Derin Teknoloji Kuluçka, İstanbul’a Otonom Araç Geliştirme ile Yaşam Bilimleri Araştırma, Tunceli’ye Nadir Toprak Elementleri Araştırma merkezleri kazandırdık. Yerli patent başvurularında dünyada 12., marka başvurularında 6., tasarım başvurularında ise 2. sıradayız. AK Parti iktidarlarında; orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin yıllık ihracatı 10 milyar dolardan 97 milyar dolara yükseldi. Bu yılın ilk 11 ayında; 10.487 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. 227 bin istihdamın önünü açtık. Önümüzdeki dönemde, teşvik sistemimizin seçiciliğini, yerel odağını ve destek etkinliğini daha da arttıracak; ileri teknoloji yatırımlarını daha fazla önceliklendireceğiz.” açıklamalarında bulundu.
“TOGG Türk Teknoloji Ürünlerini Geleceğe Taşıyacak”
Kacır, Togg araçlarına ilişkin eleştirilere yanıt vererek, “Togg araçlarını kamuoyuna tanıttığımızda, ‘Bunlar maket, ortada fabrika yok’ dediler, aldırmadık. Sayın Cumhurbaşkanımızla fabrikanın temellerini attığımızda, ‘Bu temeller göstermelik, toprağın altında çürüyüp gider’ dediler, pes etmedik. Togg araçları yollara çıktı. ‘Bu arabalar, İtalya’dan gizlice getiriliyor, Türkiye’de üretilmiyor’ dediler; aldırış etmedik. Durmadık, duraksamadık. Her işimizde olduğu gibi; inandık, çalıştık ve başardık. 1,5 yılda 45 bin Togg, sahipleriyle buluştu. Elbette daha yapacak çok işimiz var. Bugüne kadar nasıl Togg’un yanında olmuşsak, bundan sonra da Togg’u güçlü şekilde desteklemeye, Togg’un uluslararası ölçekte rekabetçiliğini sağlayacak adımlar atmaya devam edeceğiz. Togg, bizler için yalnızca yerli ve milli elektrikli otomobil projesi değildir. Togg, iş birliği yaptığı Türk teknoloji girişimlerini geleceğe taşıyan bir lokomotiftir. Aynı zamanda; yılda 36 milyar dolar ile ihracat şampiyonu, binlerce emekçimizin çalıştığı otomotiv sektörünün rekabet gücünü koruma irademizin göstergesidir.” şeklinde konuştu.
“Yeni Otomobil Firması İçin Görüşmeler Yapıyoruz”
Kacır, elektrikli otomobillere yönelik gösterdikleri kararlılığın birçok küresel markanın Türkiye’ye gelmesini sağladığını belirterek, “Ford, Toyota, Renault gibi birçok küresel marka, yeni nesil araç üretimlerini Türkiye’ye taşımanın yollarını arıyor. Aynı zamanda daha önce ülkemizde üretim gerçekleştirmeyen otomotiv markaları için ülkemizi çekim merkezi haline getirdi. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD; yıllık 150 bin elektrikli araç kapasiteli üretim tesisini ve yenilikçi teknolojilere yönelik Ar-Ge merkezini Manisa’da kuracak. Sektörümüze benzer nitelikte yeni yatırımlar kazandırmak adına küresel firmalarla görüşmelerimiz devam ediyor. Tüm bu çalışmaları Türkiye’mizi yüksek teknoloji üretim üssü yapma anlayışıyla sürdürüyoruz. Hedefimiz, yılda en az 1 milyon elektrikli araç üretim kapasitesine hızla ulaşmaktır. Batarya üretiminde, 2030 yılına kadar 80 Gwh kapasite oluşturmayı hedefliyoruz. Böylelikle otomotiv sektörüne güç kazandıracak; enerji depolama yatırımlarını da hızlandıracağız.” dedi.
Dengeleri Değiştirecek Hamle: Yeni Çip Üretim Tesisi Kurulacak
Kacır, çip yatırımları konusunda da önemli açıklamalarda bulundu: “Yapay zekanın yükselişi ile birlikte çiplerin önemi daha da artıyor. Çipler, teknolojik gelişimin yanında uluslararası güç dengelerinin şekillenmesine de yol açıyor. Halihazırda savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu çiplerde tasarım ve yerli üretim kabiliyetine sahibiz. Gebze’deki TÜBİTAK ve Ankara’daki Aselsan iştiraki AB Mikronano, bu alanda sahip olduğu yetkinliklerle teknolojik bağımsızlığımıza katkı sağlıyor. Önümüzdeki dönemde yeni bir çip üretim tesisiyle savunma, otomotiv, beyaz eşya gibi endüstrilerde kullanılacak sensörlerin tasarım ve imalatını ülkemizde gerçekleştireceğiz. HIT-30 programında çip çağrısıyla da 65 nanometre ve daha ileri teknolojide yatırımlar için 5 milyar dolarlık destek sağlayacağız.”