TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Yılı Bütçe Görüşmeleri Devam Ediyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 2025 yılı bütçe görüşmeleri sürerken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargı sistemiyle ilgili eleştirilere yanıt verdi. Tunç, “Bugün eleştirdiğiniz bu yargı sistemi eğer 27 Mayıs 1960’ta iş başında olsaydı, Adnan Menderes ve arkadaşları asılmazdı. Beğenmediğiniz bu yargı sistemi 12 Eylül 1980’de iş başında olsaydı, bir sağdan bir soldan diye gençlerin yaşı büyütülerek darağacına gönderilmezdi. Bu yargı sistemi 28 Şubat 1997’de iş başında olsaydı, üniversite birincisi başörtülü kızlarımızı o kürsülerden yaka paça atmaya kimsenin cesareti yetmezdi.” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda; TBMM, Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor. Grupların konuşmalarının ardından konuşma yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, özetle şunları ifade etti:
Adalet ve Hukuk Devleti
“Adalet, her şeyin temeli ve insanın erdemidir. Adaletin olmadığı yerde barış ve huzur olmaz. Herkesin huzurlu yaşamasının teminatı adalettir. Adalet ise haklıya hakkını vermektir ve bu da ancak hukuk devletiyle mümkündür. Son 22 yılda ülkemiz, demokratik hukuk devletinin tahkimi ve güvenilir adalet sisteminin tesisi yolunda önemli mesafeler kat etmiştir.
Bu süreçte temel kanunlarımızın tümünü yeniledik ve toplumu çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. 12 Eylül Anayasası’nın vesayetçi ruhunu azaltan önemli reformları, milletimizin desteğiyle gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek, parlamenter sistemin neden olduğu istikrarsızlıklara, kısa süreli koalisyon hükümetlerine ve bunların yol açtığı siyasi krizlere son verdik. Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi güçlendirdik. Kamu denetçiliği kurumunu kurarak, vatandaşlarımızın idarenin işleyişi ile ilgili şikayetlerini inceleyecek etkin bir mekanizma oluşturduk.
Yargı Sistemi ve Dosya Sayısı
Adalet Bakanı Tunç, “Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunu açarak, vatandaşlarımızın kendi ülkelerinde haklarını arayabilme imkanı sunduk. Kamu kurumlarının şeffaflığını artırdık. Kişisel verilerin korunmasını güvence altına alarak, özel hayatın gizliliği ve veri güvenliğini sağladık. Bunun yanı sıra, dört yıl arayla açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında, toplumun değişen ve gelişen ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni uygulamaları devreye aldık.” ifadelerini kullandı.
Mahkemeler teşkilatını güçlendirdiklerini belirten Tunç, “2002 yılında adli yargıda 3 bin 581 mahkeme varken, bugün mahkeme sayısını 8 bin 383’e yükselttik. 2023 yılından bu yana yargıdaki gecikmenin önüne geçmek için ihtiyaç duyulan yerlerde 2 bin 814 yeni mahkeme kurulmasını sağladık. 15 bölgede bulunan istinaf mahkemelerini, bu yıl içinde Tekirdağ ve Denizli Adliye mahkemelerini hayata geçirerek 17’ye yükselttik. 7 olan idari mahkeme sayısını da 9’a çıkardık. Bugün itibarıyla yargının önünde toplam 11 milyon 795 bin dosya bulunmaktadır. Bunun 6,5 milyonu ceza ile ilgilidir. Bu ağır iş yüküne rağmen, yıl içerisinde yargı teşkilatımız toplam 12 milyon 230 bin dosyada karar vermiştir.” dedi.
Çocukların Yargı Süreçleri
Çocukların yargı süreçlerinde örselenmemesi konusunda hassas olduklarını vurgulayan Tunç, “Gerek suç mağduru gerekse suça sürüklenen çocuklarımızın, yetişkinlerden ayrı ortamda yargı hizmeti alması, onların üstün yararını korumak açısından önemlidir. Çocuk adaleti sisteminin onarıcı adalet ile yeniden yapılandırılması için çocuk adalet merkezlerini uygulamaya geçiriyoruz.” şeklinde konuştu.
Başörtüsü ve Cezaevleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı protesto ettikleri için gözaltına alınan kişilerin Marmara Kapalı Kadın Cezaevinde başörtülerinin kesildiği iddialarına yanıt veren Tunç, “Marmara kapalı kadın ceza infaz kurumundaki iddialara ilişkin olarak sizleri bilgilendirmek istiyorum. Gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak bu kuruma sevk edilen kişilerin kötü muameleye maruz kaldığı iddiaları doğru değildir. Kuruma girişte ceza infaz kurumu yönetimleri ile ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı yönetmeliğinin ilgili maddeleri kapsamında uygulama gerçekleştirilmiş olup, çıplak arama yapılması kesinlikle söz konusu değildir.” dedi.
Tunç, “Cezaevlerinde yapılan bütün uygulamalar, mahremiyete ve insan haysiyetine saygı esasına dayanarak gerçekleştirilmektedir. Söz konusu olayda da fiziksel ve detaylı aramalar insan onurunu zedelemeyecek şekilde uluslararası kriterlere uygun olarak yapılmıştır. Kişi güvenliğine zarar verebilecek eşyalar güvenlik gerekçesi ile denetime tabi tutulmuştur. Burada başörtüsüne yönelik bir kısıtlama söz konusu değildir. Nitekim tutuklular da bunu beyanlarında ifade etmişlerdir. Sosyal medyada dezenformasyona yönelik bilgiler yer almakta, o kişilerin gerçek beyanlarına bakmanız lazım. Biz başörtüsü mücadelesi yaparak buralara geldik. Biz başörtüsüne özgürlük diye imza attığımız için yargılandık. Bize başörtüsü dersi verecek değilsiniz.” şeklinde konuştu.
Yeni Anayasa ve Hukukun Üstünlüğü
Türkiye Yüzyılı vizyonunun, ülkenin her alanda yaşadığı gelişmeleri ortaya koyan nihai bir perspektif olduğunu belirten Tunç, “Bu perspektifin tam anlamıyla hayata geçirilmesi, yeni ve sivil bir anayasa ile mümkün olacaktır. Yeni anayasa, hak ve özgürlüklerimizi koruyacak, birlikte yaşamaya dair ortak sözümüzü ve bu topraklar üzerindeki barış ve huzur arzumuzu tesis edecek bir toplum sözleşmesi olarak görülmektedir.” dedi.
Hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye’nin geri sıralarda olduğu eleştirilerine yanıt veren Tunç, “Hukuka güven endeksinde dünya genelinde 117. sırada olduğumuzu söyleyenler var. Ancak Türkiye’nin üzerinde gösterilen ülkelerde demokrasi bile yok, serbest seçimler yok. Bu proje, eski ABD Barolar Birliği başkanının kurduğu bir dernek ve bunu fonlayanlar var. Bağış yapanlarla listede ilk sırada olanlar aynı. Ne kadar bağış yaparsan, o kadar yukarıya çıkıyorsun.” ifadelerini kullandı.
OECD endeksleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Tunç, “OECD raporlarında Türkiye’nin lehine pek çok husus var. Erişilebilir ve yanıt veren kaliteli yargı konusunda en çok gelişme gösteren ülkeler arasındadır.” diye ekledi.
Son olarak, “Masa başında hazırlanan raporlara bakarak Türkiye’yi yansıtmayan raporları dile getiriyorsunuz. Yargıya güveni zedeleyecek söylemlerden kaçınmamız gerekiyor. Elbette yargı kararları eleştirilebilir; bugün 11 milyon küsur dosya var. Burada gündeme gelen kaç dosya var? İstisnai olarak düzenleme yapılabilecek dosyaları gündeme getirerek, 12 milyon 230 bin dosyada karar veren hakim ve savcılarımızın emeğine yazık değil mi?” diyerek sözlerini sonlandırdı.