28 Şubat Darbesi’nin 28. Yılında Prof. Dr. Yavuz Bayram’dan Çarpıcı Açıklamalar

28 Şubat postmodern darbesi mağdurlarından Prof. Dr. Yavuz Bayram, “28 Şubat darbesi psikolojik bir harp şeklinde yürütüldü. Psikolojik bir harekattı. Kendileri gibi düşünmeyenleri bastırmaya, yıldırmaya ve vazgeçirmeye yönelikti. O dönem işimizden olduk ve belediyede ‘hizmetli’ statüsünde çalıştık” dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Türkçe ve Toplumsal Bilimler Eğitimi Kısmı Öğr. Üyesi, Prof. Dr. Yavuz Bayram, kendisinin de mağduru olduğu 28 Şubat darbesinin 28’nci yıl dönümü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. 1996 yılında Samsun OMÜ’ye bağlı olan Amasya’daki Eğitim Fakültesi’nde araştırma vazifelisi olarak çalışmaya başladığını, 28 Şubat sürecinde işinden olduğunu tabir eden Bayram, belediyede hizmetli statüsünde çalışmak zorunda kaldığını söyledi.

Darbe periyodunu anlatan Prof. Dr. Bayram, “O periyot, bir daha yaşanmasını istemediğimiz bir periyottu. O devirde bizim Ondokuz Mayıs Üniversitesi de dikkat çeken, sıkıntıların yaşandığı bir üniversiteydi. Birçok arkadaşımız o devirde mağduriyet yaşadı. Öğretim üyelerine o devirde diş geçiremeyenler, asistanlara yüklenmişti. Arkadaşlarımız hem ekonomik hem toplumsal açıdan hem de ruhsal ıstıraplar yaşadı. 70 küsur asistan ortasında ben de vardım. Üniversitemizde doktoramızı bitirmiş, öğretim üyesi olmayı beklerken bize de tıpkı davranıldı. 28 Şubat darbesi ruhsal bir harp halinde yürütüldü. Ruhsal bir harekattı. Kendileri üzere düşünmeyenleri bastırmaya, yıldırmaya, vazgeçirmeye yönelik bir hareketti. Bunu her evrede yaşıyorduk. ‘Yarın bir gün sözleşmemiz yenilenmeyeceği, devam etmeyeceğiz’ biçiminde aba altından sopalar gösteriliyordu. Bu süreci hepimizi yaşadık ve sonucunda işimizden de olduk. Üniversiteden ayrılınca hepimiz ekonomik manada meseleler yaşadık. Ben o periyotta Amasya Eğitim Fakültesi’ndeydim ve o eğitim fakültesi OMÜ’ye bağlıydı. Ayrıldığım devirde oradaki arkadaşlarımız çok yardımcı oldu. Biz oradan ayrılınca Amasya Belediyesi’nde ‘hizmetli’ statüsünde çalıştık. Bir doktora yapmış akademisyenin hizmetli pozisyonunda görev yapması tabii çok mantıklı, isabetli değil. Bu arada hizmetli olarak görev yapmak bir şereftir. 6 aylık bir görev yaptım. O günkü hatıralarımı saklıyorum. Bu ülkeye doktora yapmış bir insan olarak hizmet vermek varken belediyede geçici, mevsimlik işçi statüsünde çalışmış olmak talihsizlikti” diye konuştu.

“‘Arabistan’a gidin’ diyenleri unutmamalıyız”

O dönem mağdurlarında halen mesleğini yapamayanların olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuz Bayram, “Bugün geldiğimiz noktada bizim yaşadıklarımız daha hafif kalıyor. 28 Şubat benim kanaatime nazaran öncelikle olarak bayanlara yönelik bir ruhsal bastırma, yıldırma harekatıdır. En çok bayanlar mağdur oldu. Ben atıldığım üniversitede artık misyon yapıyorum. Lakin o üniversiteden, memuriyetten ayrılan bayanlar önemli manada mağdur oldular. Hiç öğretmenliğe atanamayanlar var. Hala öğretmen olamadılar. Onların 1998’de, 1999’da okulu bitirmelerine müsaade verilseydi direkt atanacaklardı. O vakit kontenjan sorunu yoktu. O vakit zihinleri dinçti. Odaklanmışlardı. 20 sene sonra onlara KPSS’ye gir demek çok isabetli olmasa gerek. Bunların bir kısmında vefat edenler oldu. Şimdi onların arkadaşları emeklilik hesabı yapıyorlar. Arkadaşlarının emekli olduğu dönemde hala bekleyen, kendi mesleğine atanamayan pek çok arkadaşımız var. Şunu unutmamız gerekiyor: O zaman insanlara, kadınlara, genç kızlara ‘Arabistan’a gidin’ diyenleri unutmamız gerekiyor. Bu süreçte bizim ve devletimizin ders çıkarması gerekiyor. İnsanlarını, vatandaşlarını diğerlerine muhtaç hale getirmemesi gerekiyor” halinde konuştu. – SAMSUN