Bakan Fidan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Küresel ve bölgesel dinamikler büyük bir hızla değişmekte. Her geçen gün mücadele etmemiz gereken yeni sorunlarla karşılaşıyoruz. İlgi göstermemiz gereken yeni fırsat alanları ortaya çıkıyor. Böylesi bir dönemde ülkelerimizi doğrudan ve dolaylı ilgilendiren tüm gelişmeler karşısında Türkiye ile Rusya arasında istişare ve eşgüdümü artırmamızda büyük yarar olduğu düşüncesindeyiz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Putin’in işaret ettiği hedefler uyarınca ikili konularda ve uluslararası meselelerde iş birliğimizi daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz. Bu anlayışla bugün Sayın Lavrov ile verimli görüşmeler gerçekleştirdik.
İş birliğimizi nasıl ilerletebileceğimiz konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Çok boyutlu iş birliğimizi ilgili kurumlarımızın da katkılarıyla her alanda daha ileri taşımaya gayret gösteriyoruz.
Bugün Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yıl dönümü. Biz her iki komşumuzun da barış, huzur ve refah içinde yaşamasını arzu ediyoruz. Savaşın neden olduğu can kaybı ve yıkımın bir an evvel sona ermesini istiyoruz.
Bu çok boyutlu krizin artık kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını temenni ediyoruz. Türkiye olarak ilk günden bu yana savaşa diplomasi yoluyla çözüm bulunmasını destekledik.
Bugün savaşın dördüncü yılına girerken ABD tarafından başlatılan ve savaşın müzakereler yoluyla sona erdirilmesini hedefleyen bir girişim mevcut. Bu durum, bizim savaşın başından beri izlediğimiz politikayla örtüşmekte.
ABD’nin yeni girişimine sonuç odaklı bir yaklaşım olarak büyük önem atfetmekteyiz. Çözüme iki tarafın da katılacağı müzakerelerde ulaşılabileceğine inanıyoruz.
Barışın görüşmeler yoluyla tesisi için her türlü desteği sağlamaya hazırız. Daha önce olduğu gibi görüşmelere ev sahipliği yapmaya da hazırız. Ayrıca Karadeniz’de seyrüsefer güvenliği sağlanması konusundaki çabalarımızı da sürdüreceğiz. Nihai hedefimiz iki komşumuz arasında kalıcı barışın sağlanmasıdır.
Terör örgütlerinin Suriye’de yuvalanmasına müsamaha gösterilmesi söz konusu dahi olamaz. Uluslararası toplumun, DEAŞ ve PKK ile mücadele konusunda ortak bir tutum sergilemesini bekliyoruz.
Netanyahu’nun savaşı tekrar başlatması ihtimali karşısında derin endişe duyuyoruz. Yeni bir soykırıma asla izin verilmemelidir.”
Lavrov’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Rusya-Amerika görüşmeleri hakkında Türk tarafını bilgilendirdik. 18 Şubat’ta Riyad’da yapılan görüşmelerin neticesini Sayın Bakanla paylaştım.
Biz Amerikan partnerlerimizle bu görüşmelere devam edeceğiz ve anlaşmalar çerçevesinde bunu yürüteceğiz.
Ukrayna’daki durumu ele aldık. Biz pozisyonumuzu korumaya devam ediyoruz, değiştirmedik. Aynı zamanda gerçekten de daha fazla gerçekçi yaklaşımların ortaya çıkması bizi sevindiriyor. Birçok ülke anlayışla karşılıyor.
Savaşın ortaya çıkmasındaki ilk sebepler ortadan kaldırılmadan bunun bitmesi mümkün değil.”
Soru-Cevap
Lavrov: “Bizim konumuzu, pozisyonumuzu tekrar teyit edebilirim. Çünkü bir konumumuzu, pozisyonumuzu değiştirmedik. Avrupa ülkelerini de anlamak çok zor. Çünkü onların da konumu kalıcı değil. Bir öyle, bir böyleler. Onların fikirleri sık sık değişebilmektedir. Bu anlamda Amerika Birleşik Devletleri’nin konumu ortaya çıkıyor. Onları konumu ve görüşü tutarlıdır.
Diğer tarafın bazı tavsiyelerini dikkate almıyoruz. Devlet başkanımız açıkça söyledi. Biz, hem Ukrayna ile hem Avrupa ile, iyi niyetle yaklaşan herkesle müzakereye hazırız. Barışa ulaşmak isteyen herkesle müzakereye hazırız.
Biz bu çatışmaları ancak ve ancak kesin bir sonuca ulaştığımız zaman yani Rusya tarafını tatmin edecek bir sonuç olursa bu savaş duracaktır.”
Bakan Fidan: “Son günlerde Amerika ile Rusya arasında yapılan görüşmelerde gündeme gelen güvenlik garantileri ve diğer konular, bizim de yakından takip ettiğimiz konular. Prensip itibarıyla Türkiye, barışa katkıda bulunacak her türlü adımı atmayı hazırdır.”
Bakan Fidan: “Biz uzun yıllardır biliyoruz ki İsrail, kendi güvenliği adına özellikle sınırdaş olan ülkelerde Ürdün, Lübnan, Suriye buralarda bir zayıflık, istikrarsızlık ortamı yaratma konusunda bir proje geliştirmiş durumda. Hatta bunun da daha ötesine giderek ikinci kuşakta bulunan ülkelerin belli askeri kabiliyetleri kazanmaması yönünde ABD ile de ciddi bir şekilde çalışıyor.
Bizim tavsiyemiz, hala fırsat varken bu intihar politikalarından Netanyahu hükümetinin vazgeçmesi, uluslararası toplumun bir an önce bu konuda gerekli telkinde ve baskıda bulunması. Aksi takdirde her türlü şeyi kontrol altına aldığınızı düşünürsünüz ama beklemediğiniz bir noktada başka bir kriz, kaos kendisini gösterir. Umarım yol yakınken bu politikadan dönerler.”
Hibya Haber Ajansı