Dünya, siyasi çalkantılar, teknolojik devrimler ve devam eden jeopolitik gerilimlerle şekillenen tarihi ekonomik dönüşümlere hazırlanıyor. Bu yılın küresel ekonomik görünümünü etkileyen altı geniş tema bulunuyor.
Siyasi Çalkantılar ve Ekonomi Politikaları
Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, ateşli bir seçim kampanyası ve birçok hukuki mücadele sonrası gerçekleşti. Bu durum, vergi kesintileri, kuralsızlaştırma ve ticaret politikalarının yeniden şekillenmesi açısından küresel ekonomi üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Korumacı politikaların yeniden canlanması, Kanada, Çin ve Avrupa Birliği (AB) ile ticari gerilimlere yol açma potansiyeline sahip. ABD’nin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) bu yıl %2,7 oranında büyümesi bekleniyor. Ayrıca, Justin Trudeau’nun Kanada Başbakanı olarak istifası, siyasi belirsizlik yaratarak ticari ilişkileri ve ekonomi politikalarını da etkilemiştir. Oxford Economics araştırmacıları, 2026’nın başlarında Kanada’nın GSYH’sında %2,5’lik bir düşüş olabileceğini, bunun enflasyon ve işsizlik oranlarında artışa yol açabileceğini ve potansiyel olarak Kanada’yı 2025’te bir resesyona sürükleyebileceğini öngörüyor.
Jeopolitik Gerilimler ve Küresel Etkiler
Orta Doğu’daki statükoda meydana gelen değişiklikler, özellikle Beşar Esad rejiminin düşmesi, bölgenin jeopolitik istikrarsızlığını gözler önüne seriyor. Petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ve tedarik zincirindeki aksaklıklar, bu istikrarsızlığın etkisiyle artış gösterebilir. Ancak bu sorunlar çözülürse, petrol fiyatlarının varil başına 70 dolar civarında istikrar kazanması muhtemeldir ve bunun küresel ticaret üzerindeki etkisi büyük olabilir. İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes, Orta Doğu’da istikrar umudunu artırıyor. Bu durum, bölgesel istikrarın artmasına, ticaretin ve ekonomik faaliyetlerin hızlanmasına yol açabilir. Ateşkesin tahmini ekonomik kazancının 30 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Ayrıca, Rusya ile Ukrayna arasındaki uzun süredir devam eden çatışma, kritik bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Söz verilen ateşkes, küresel ticarette 100 milyar dolarlık bir artışa yol açma potansiyeline sahip.
Teknolojik Değişim
Yapay zeka ve kuantum bilişimdeki ilerlemeler, finans sektöründen sağlık hizmetlerine kadar birçok endüstride devrim yaratıyor. Gelişmiş verimlilik, tahmine dayalı analitik ve dönüştürücü çözümler, geleneksel iş modellerini yeniden tanımlama potansiyeline sahiptir. Küresel yapay zeka ve kuantum bilişim pazarının 2025 yılına kadar 124,4 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.
Kripto Para Birimlerinin Büyümesi
Bitcoin’in fiyatı volatilitesini sürdürecek olsa da, kripto para birimlerinin ve blockchain teknolojisinin artan şekilde benimsenmesi, daha merkezi olmayan bir finansal sisteme yol açacaktır. Kripto para birimlerinin toplam piyasa değerinin 2025 yılı sonuna kadar 3,21 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Küresel Isınmayla Mücadele ve Sürdürülebilirlik
ABD bu konuyu gündeminden düşürse bile, yenilenebilir enerjiye ve iklim değişikliğinin frenlenmesine yönelik küresel çabalar, ekonomi politikalarını ve kurumsal stratejileri yeniden şekillendirecek. Yeşil teknolojilere yapılan yatırımlar ve sürdürülebilirlik girişimleri hızla devam edecek. Yenilenebilir enerji sektörünün 2025 yılına kadar 1,5 trilyon dolar değerinde yatırım çekmesi bekleniyor.
Bütçe Politikaları ve Piyasa Tepkileri
Çin, ekonomisini canlandırmak amacıyla yeni teşvik tedbirleri uygulamaya koydu. Bu önlemler arasında faiz oranlarının düşürülmesi, mali harcamaların artırılması ve gayrimenkul sektörüne destek sağlanması yer alıyor. Teşviklerin emtia piyasalarını desteklemesi ve fiyatları istikrara kavuşturması ve toplam etkisinin 409 milyar dolar olması bekleniyor. Japonya’nın küresel kredi piyasalarındaki rolü, dünyanın en ucuz kredisini sağlayan Japonya’nın para politikaları ile oldukça önemlidir. Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz oranı kararlarının geniş kapsamlı sonuçları bulunmaktadır. Mart 2024’te BoJ, yıllarca süren negatif faiz oranlarına son verdi ve kısa vadeli politika faizini %0,25’e yükseltti. 24 Ocak 2025’te BoJ, kısa vadeli politika faizini 50 baz puan artırarak %0,50’ye yükselterek 2008’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış oldu. Bu durumun potansiyel etkisi, küresel likiditede 1 trilyon dolarlık bir düşüşe yol açarak ekonomik toparlanmayı yavaşlatabilir.
‘İnsan Metapnömovirüsü’nün Potansiyel Ekonomik Etkileri
Son olarak, eğer Kovid-19’dan çıkarılan dersler dikkate alınmazsa, İnsan Metapnömovirüsü (HPMV) tahmini ekonomik etkisinin 50 milyar dolar olacağı öngörülüyor.
Kaynak: Trump and AI will not reshape 2025’s global economic prospects