Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Hamas ve Trump’ın Açıklamaları: Ortadoğu’da Gerginlik Artıyor

    Hamas ve Trump’ın son açıklamaları, Ortadoğu’daki gerginliği artırıyor. Bölgedeki politik durum, uluslararası ilişkiler ve olası sonuçlar üzerine derinlemesine bir inceleme.

    Hamas ve Trump'ın son açıklamaları, Ortadoğu'daki gerginliği artırıyor. Bölgedeki politik

    Hamas ve Trump’ın Açıklamaları Üzerine Gelişmeler

    Hamas yetkilisi Sami Ebu Zuhri, Batı medyasına yaptığı açıklamada, tehdit dilinin hiçbir anlam taşımadığını ve olayları daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etti. Zuhri, “Trump, her iki tarafın da saygı duyması gereken bir anlaşma olduğunu ve (İsrailli) mahkumları geri getirmenin tek yolunun bu olduğunu unutmamalıdır” şeklinde konuştu.

    Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, resmi sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı mesajda, İsrail’in Batı Şeria’da artan şiddet olayları ve Gazze’ye yönelik saldırılarının “ne pahasına olursa olsun kaçınılması” gerektiğini vurguladı. Guterres, bu durumun “büyük bir trajediye” yol açabileceğine dikkat çekerek, “Hamas’a rehinelerin serbest bırakılması planına devam etmesi çağrısında bulunuyorum. Her iki taraf da ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerine tam olarak uymalı ve ciddi müzakerelere yeniden başlamalıdır” dedi.

    Trump’ın Sözlerine Arap Dünyasından Tepki

    Hamas, 19 Ocak’tan bu yana yürürlükte olan ateşkes kapsamında bazı rehineleri kademeli olarak serbest bırakma sürecine girmişti. Ancak, “İsrail’i Gazze Şeridi’ne saldırılarını sürdürmekle” suçlayan Hamas, bir sonraki duyuruya kadar 20 rehineyi serbest bırakmayı erteledi. Ateşkesin ilk aşamasında serbest bırakılması konusunda anlaşılan 33 rehineden şimdiye kadar yalnızca 13’ü serbest bırakılmıştı.

    ABD Başkanı Trump, dün yaptığı açıklamada, “Hamas’ın 15 Şubat Cumartesi günü öğle saatlerine kadar elindeki tüm rehineleri serbest bırakması gerektiğini, aksi halde İsrail-Hamas ateşkesinin iptal edilmesini önereceğini” belirtti. Bu sözler, Filistinliler ve Arap liderleri arasında büyük bir öfkeye yol açtı. Trump’ın açıklamalarına karşı birçok Arap ülkesinden kınama geldi. ABD medyasında yer alan haberlere göre, Trump, İsrail’in askeri saldırılarıyla harap olan, yiyecek, su ve barınak sıkıntısı çeken ve dış yardıma ihtiyaç duyan Gazze’ye “kendi vizyonunu empoze etmeye” çalışarak, bölgedeki iki devletli çözüm politikalarını altüst etti. Bununla birlikte, iki devletli çözüm fikri, Filistin ve İsrail’in barış sağlama girişimlerinin durduğu 2014 yılından bu yana zayıflamış durumda.

    Askeri İşgal Altındaki Bir Halkın Zorla Yeniden Edilmesi Bir Savaş Suçu

    Trump, aylarca süren savaşın ardından birçok evin yıkıntıya dönüştüğü Gazze’yi ABD’nin devralması ve 2 milyondan fazla sakininin yerinden edilmesi gerektiğini, böylece Filistin yerleşim bölgesinin “Orta Doğu’nun Rivierası” haline getirilebileceğini öne sürdü. Ancak, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’ne göre, askeri işgal altındaki bir halkın zorla yerinden edilmesi bir savaş suçu olarak kabul edilmektedir. Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail topraklarına yaptığı saldırılardan sonra başlayan Gazze savaşı, Katar, Mısır ve ABD’nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşması uyarınca geçen ayın ortasında durmuş durumda.

    Amman Hükümetinin Endişesi

    ABD medyasında yer alan yorumlara göre, Trump’ın Filistinlileri kabul etmemesi halinde Mısır’a yardımı kesme tehdidini de içeren fikirleri, İsrail ile Hamas arasındaki kırılgan ateşkese yeni bir karmaşıklık getirdi. Ürdün için Trump’ın yaklaşık 2 milyon Gazzeliyi yeniden yerleştirmekten bahsetmesi, Filistinlilerin hem Gazze’den hem de Batı Şeria’dan kitlesel olarak sürülmesi korkusunu artırıyor ve İsrailliler tarafından uzun süredir yayılan Ürdün’ün alternatif bir Filistin evi olduğu vizyonunu yeniden gündeme getiriyor. Amman hükümetinin endişesi, Filistinlilerin devlet olma umutlarının erozyona uğradığı İsrail işgali altındaki Batı Şeria sınırındaki şiddet olaylarının artmasıyla daha da derinleşiyor.