Haber Merkezi
Fakirlikle mücadele eden, güneşli ve kumlu, isimsiz bir ülkede süregelen bu arayışta, kadının sevgilisi de ona eşlik etmektedir. Adamın güncesinden alıntılar ve kenar notları, binlerce yıllık mitlerin gölgesinde anlatıya dahil olur. Pasajlar, yazarın Berg, Üç ve Triptikler adlı eserlerinden alıştığımız, türün sınırlarını sonuna kadar zorlayan bir roman olarak öne çıkıyor.
Bu eser hakkında önemli eleştirmenlerin yaptığı olumlu yorumlara göz atalım:
- “Pasajlar, uzun zamandır hissetmediğim bir merak duygusu uyandırdı bende. Tanımlaması zor, sanki ergenlikte insanı yakıp tutuşturan o mutlak merak gibi; cinsel, tekbenci, melankolik, şiddetli, aç, dermansız ve sınırsız.” Claire-Louise Bennett – Eleştirmen
- “Pasajlar’ı okumak, berrak sulara bakmak gibi. Saydam ve kör edici bir şekilde sana yansıyor. Hareket halinde ve ne kadar derin olduğunu kestiremiyorsun. Belki orada bir ceset var. Belki de senin cesedin.” Joanna Walsh – Yazar ve eleştirmen
Sayfa: 144
BİR KADININ HİKAYESİ
Pasajlar, işkence görüp öldürüldüğünden şüphelenilen kayıp erkek kardeşini arayan bir kadının hikayesini anlatıyor. Bu arayışta, güneşli ve kumlu olan bu isimsiz ülkede kadının sevgilisi ona eşlik ediyor. Adamın güncesinden alınan parçalar ve kenar notları, yüzyıllardır var olan mitlerin gölgesinde anlatıya dahil olmaktadır.
HAYATINA SON VERDİ
Ann Quin, Üç adlı eserinde zaman zaman noktalama işaretlerinden feragat ederek, kimi zaman günlük sayfaları veya ses kayıtları dökümleri ekleyerek metni eğip büker ve kendi kalıbına sokar. Bunun sonucunda, Virginia Woolf’un iç dünyasına, Anna Kavan’ın karanlığına, Fransa’daki Yeni Roman’ın tavrına ve Samuel Beckett’in sayıklamalarına olan edebi yakınlıklar hemen fark edilebilir, ancak bu özgünlük alabildiğine korunmaktadır. Ne yazık ki, 1973 yılında, otuz yedi yaşında, tıpkı roman kahramanı gibi hayatına son vermiştir.